Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın sınıf arkadaşı Hüseyin Arabasüren’in damadı Seyfettin Batuhan Gül’ü, Almanya Düsseldorf’taki Başkonsolosluğumuza ‘Çalışma Ataşesi’ olarak atamasına ilişkin haber Türkiye genelinde büyük yankı uyandırdı. Bu atama, memur olmayan, Almanca bilmeyen Gül’ün aylık 7 bin 200 Euro maaş karşılığı 4 yıl boyunca görev yapacak olması nedeniyle eleştirilere maruz kaldı. SP Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, atama süreci hakkında sert eleştirilerde bulunarak, bakanlığın liyakata ve uzmanlığa önem vermediğini vurguladı. Ün, atamanın nepotizm koktuğunu dile getirdi ve sosyal medyada geniş yankı uyandırdı.
Vatandaşlar da bu atamaya tepki göstererek, adalet ve liyakat kavramlarının göz ardı edildiğini ifade ettiler. Almanca bilmeyen bir aşçının ataşe olarak atanmasını eleştiren vatandaşlar, bu tür atamaların adalet anlayışına zarar verdiğini belirttiler. Ayrıca, yoksulluk içinde okuyup emek harcayan gençlerin, liyakat sahibi uzmanların bu tür atamalar nedeniyle mağdur olduğunu vurguladılar. Skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte, Bakan Işıkhan’ın daha önce yaptığı açıklamalar da tekrar gündeme geldi.
Bakan Işıkhan’ın sosyal medya hesabından paylaştığı bir mesaj da tepki çekti. Işıkhan, Türkiye’nin emek ve üretim alanında yüzyılını başlatacaklarını belirten bir açıklama yapmıştı. Ancak bu açıklama, nepotizmle suçlanan bir atama sonrasında inandırıcılığını yitirmiş ve eleştirilere hedef olmuştur. Bu durum, halkın bakanlıktan beklentilerinin karşılanmadığı ve adaletin sağlanmadığı şeklindeki genel bir algıya yol açmıştır.
Sonuç olarak, yapılan atama kararı toplumda büyük infial yaratmış ve halkın tepkisini çekmiştir. Devlet kadrolarına liyakat esaslı atamalar yapılması gerektiği, torpil ve nepotizmin önlenmesi gerektiği yönündeki talepler artmıştır. Bu tür skandalların yaşanmaması ve halkın güveninin kaybolmaması için şeffaf, adil ve objektif bir atama politikası benimsenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, toplumda adalet duygusunun zedelenmesine ve güvenin sarsılmasına yol açacaktır.
