Orta Doğu’daki gerilim, Filistin’de yaşanan soykırım ve son olarak Lübnan’a yönelik İsrail saldırısı, Siyonist İsrail’in bölgedeki tansiyonu yükselttiğini gösterdi. Bu durum, Siyonizmin vaat edilmiş topraklar planını tekrar gündeme getirdi. ABD ve Avrupa’nın gücünden destek alan Siyonist İsrail’e terör örgütü PKK’nın da destek vermesi dikkat çekti. PKK elebaşı Duran Kalkan’ın yaptığı skandal açıklamalar, Türkiye’yi hedef alarak, İsrail’in vaat edilmiş topraklar politikasına destek verdiğini gösterdi.
1990’lı yıllardan bu yana Basra Körfezi’ni ele geçirmek için mücadele eden İsrail’in, son yıllarda Doğu Akdeniz’i kontrol altına almak istediği belirtildi. Hindistan’dan Körfez’e, İsrail’den Kıbrıs’a uzanan enerji yolları planı, ABD ve NATO’nun desteğiyle hayata geçirilmeye çalışılıyor. İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırısı, bölgedeki enerji yollarını kontrol etme amacını taşıyor. Ancak Suriye gibi ülkelerin bu planları engelleyebileceği belirtildi.
PKK elebaşı Duran Kalkan’ın Türkiye’yi hedef alan açıklamaları, Dananın kuyruğunun Kıbrıs’ta kopacağını ve savaşın merkezinin Türkiye olduğunu iddia etti. Türkiye’nin bu süreçte ya tümüyle teslim olacağı ya da karşı koyarsa parçalanacağı öne sürüldü. Küresel sistem içinde Türkiye’ye yer olmadığını savunan Kalkan, Türkiye’nin mevcut durumda zor bir konumda olduğunu ifade etti.
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, yaptığı haritayla İran, Irak, Suriye ve Yemen’i “Lanetli” olarak gösterirken, Mısır, Sudan, Suudi Arabistan ve Hindistan’ı “kutsanmış” olarak nitelendirdi. Bu söylemler, İsrail’in bölgedeki politikalarına ve hedeflerine ışık tuttu. Gazze Kasabı’nın açıklamalarında da İsrail’in Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan bir kara köprüsü kurarak, 2 milyar insanın iyiliği için çalışacağını belirtti.
Tüm bu gelişmeler, bölgedeki gerilimin arttığını ve Siyonist İsrail’in bölgedeki hakimiyetini perçinlemeye çalıştığını gösteriyor. Türkiye’nin de sıkıntılı bir dönemden geçtiği ve bölgedeki Suriye gibi ülkelerle işbirliği yaparak İsrail’in planlarına engel olabileceği belirtiliyor. Son olarak, Siyonizmin vaat edilmiş topraklar politikası ve bölgedeki enerji yolları planları, önümüzdeki dönemdeki gelişmeleri belirleyecek önemli faktörler olarak öne çıkıyor.
