CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Milli Eğitim Komisyonu’nda Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi üzerine konuştu. Kanun teklifinde öğretmenin mali, sosyal ve anayasal haklarının olmadığına değinen Adıgüzel, “Bu kanun teklifinde ayrıca engelli öğretmenler, ücretli öğretmenler, sözleşmeli öğretmenlerin sorunları ve özel sektör öğretmenleri yok. Okullarda ücretsiz öğlen yemeği ve beslenme de yok. Giriş kısmında temel ilkelerde öğretmenlerin karar süreçlerine katılacağına dair bir cümle konmuş ancak devamında böyle bir karar sürecine ilişkin bir ibare yok” dedi.
‘EĞİTİM FAKÜLTELERİ PASİFLEŞTİRİLİYOR’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’nin seçim beyannamesinde yer alan mülakatın kaldırılacağı maddesini anımsatan Adıgüzel, “Vaade rağmen kanunda mülakatsız atama yok. Bu getirdiğiniz kanunda kadrolaşma, ayrışma, ayrıştırma, disiplin uygulamaları ve mobbing ile pasifize etme var. Bu teklifle eğitim fakülteleri de pasifize edilip sıradanlaştırılıyor” diye konuştu.
‘ÇOCUKLAR GÜVENDE DEĞİL’
Eğitimde artan şiddete dikkat çeken Adıgüzel, “Teklife konan cezaların 1,5 kat artırılması hususu bu kanun içerisine değil Türk Ceza Kanunu içine konmalıdır ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılması işletilmemelidir. Eğitimciye şiddet olmadan önce, engellemeye dönük kapıya konulacak X-ray cihazından güvenlik görevlisine kadar tedbirler alınmalıdır. Okulların çevresi tinerci, çocuk tacizcisi, uyuşturucu satıcıları ile dolu. Öğrencilerin civardaki metruk binalarda kötü alışkanlıklar edindiğini biliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘ADLİYE VE EMNİYET DESTEĞİ’
Bakan Tekin’in “protokol yapmayı sürdüreceğiz” dediği tarikatlara da değinen Adıgüzel, “Milli Eğitim’e paralel olan TÜGVA, TÜRGEV ve İlim Yayma Cemiyeti gibi vakıfların bazı okullarla yaptıkları protokolleri gördük. Ordu’da bir okulda uygulamalarını gidip gördüm. Yaz okulu adı altında protokol ile yaptıkları faaliyetleri din eğitimi ve Kur’an kursu. 2019 tarihli geçerli yönergenin 6. maddesinin 12. fıkrasında ‘Diyanet İşleri Başkanlığı dışında vakıf ve dernekler dâhil hiçbir gerçek ya da tüzel kişi tarafından Kur’an kursu açılamaz’ deniliyor. Bu kurumlar Diyanet İşleri Başkanlığı’na paralel bir yapı oluşturuyorlar ve yasa dışı iş yapıyorlar. Bu yaz okulları daha önce FETÖ’nün yaptığı Türkçe Olimpiyatları’nın kopyasıdır. Bu vakıflar kamu kaynaklarını kullanıyor, kamu okullarını kullanıyor, devlet birimlerine eleman yerleştiriyorlar, adliye ve emniyetten destek alıyorlar” dedi.
‘ERDOĞAN TERSİNİ YAPIYOR’
Bakan Tekin’e yönelik konuşan Adıgüzel, “Kendisi bir eğitimci değil; siyaset bilimcidir, iktisatçıdır, tarikatçıdır” dedi. Bu söyleve tepki gösteren AKP’lilere cevap veren Adıgüzel, “Yusuf Tekin meclis kürsüsünden söylemiş, 17 Aralık 2023 pazar günü TBMM 38. birleşimde söylemiş. ‘Sizin tarikat ve cemaat dediğiniz bizim STK dediğimiz yapılarla çalışmaya devam edeceğiz’ demiş. Burada anlatmaya çalıştığımız, Yusuf Tekin’in kimliği, kişiliği, yetiştirilme tarzı bu kanun teklifine de sirayet etmiş. Kendisi bir siyaset bilimci ve işin içinde siyaset var. Kendisi iktisatçı ve özel okul gibi bir takım finansmanlar var. Tarikatçı ve bu bahsettiğimiz vakıf ve cemaatler var. Bir basın mensubu sordu ‘Yusuf Tekin’i istifaya davet edecek misiniz?’ diye. Bir düşündüm ve etmemeye karar verdim. Ben ve CHP milletvekilleri istifaya davet edersek Sayın Erdoğan tersini yapıyor. ‘Yusuf Tekin’in göreve devam etmesini istiyoruz’ diyelim ki belki hayırlı bir işe vesile oluruz” ifadelerini kaydetti.
