FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ABD’de ölmesinin ardından, örgüt içinde liderlik konusunda tartışmalar yaşanmaya başladı. Gülen’in cenazesi henüz defnedilmeden, örgüt mensupları arasında liderlik koltuğuna oturma yarışı başladı. Örgütün başına geçmek isteyen A Takımı üyeleri, örgüt içinde toplanan yardım paralarını kontrol altına alarak zenginliklerine zenginlik katmayı hedeflemekte. Özellikle “Uzun Cevdet” lakaplı Cevdet Türkyolu, örgüt içinde mal varlığıyla dikkat çekmekte ve eleştirilmektedir. Değerli mal varlıklarıyla tanınan Türkyolu’nun serveti, oldukça dikkat çekici bir şekilde artmaktadır.
Örgütün finansal gücünü elinde tutan Cevdet Türkyolu, Fetullah Gülen’in ölümünden kısa bir süre önce ikamet ettiği 260 Kennel Road Saylorsburg PA 18353 adresindeki bir milyon dolar değerindeki evi, yaklaşık 840 bin dolara satın almıştır. Türkyolu, 2003-2013 yılları arasında 17 adet tapu satış işlemi gerçekleştirerek mal varlığını genişletmiş ve 2012-2014 yılları arasında Kaynak Holding bünyesindeki NT şirketindeki hisselerini değerinden fazla bir bedele satış yaparak holdingi zarara uğratmıştır. Ayrıca, elden kayda alınmayan milyon dolarları cebine indirmiş ve gayrimenkuller edinmiştir.
Cevdet Türkyolu, Bank Asya’nın zarara uğratılmasında da büyük rol oynamıştır. Bankanın hisse fiyatı düştüğünde büyük miktarda hisse almış ve bu şekilde bankayı zarara uğratmıştır. Ayrıca, ABD’de faaliyet gösteren Amish Farmers Market LLC şirketinin kurucu ortağı olup, Bank Asya’dan aldığı kredilerle şirketini geliştirmiştir. Borsa yatırımlarında da aktif olan Türkyolu’nun mal varlığının kaynağı olarak ailesine ait araziler gösterilmektedir. Ancak, Türkyolu’nun ABD’deki gayrimenkulleri, ailesine ait arazilerin değerinden daha yüksek fiyatlara sahip olduğu belirlenmiştir.
Cevdet Türkyolu’nun servetinin hızla artması ve örgütün finansal kaynaklarını kontrol etmesi, örgüt içindeki liderlik mücadelesini kızıştırmış ve Türkyolu’nun mal varlığına yönelik eleştirilere neden olmuştur. Türkyolu’nun, örgüt içinde etkin bir konuma sahip olduğu ve örgütün finansal kaynaklarını kendi çıkarları doğrultusunda kullandığı belirtilmektedir. Bu durum, örgüt içindeki güç dengelerini değiştirebilecek ve yeni liderlik anlayışlarına yol açabilecek potansiyel bir krize sebep olabilir.
