CHP’nin Tüzük Kurultayı bugün Ankara’da başladı. Sembolik açılışı Sivas Kongresi’nin 105’inci yıldönümü nedeniyle Sivas’ta yapılan Tüzük Kurultayı’nın resmi açılışı, Ankara’da gerçekleşiyor. “İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı” adı altında yapılacak Tüzük Kurultayı’na sadece delegeler ile onur kurulu üyeleri ve eski genel başkanlar davet edildi.
Divan Başkanlığı’na Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek’in seçilmesi beklenen kurultay, Genel Başkan Özgür Özel’in açılış konuşmasıyla başladı.
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar:
Bundan tam bir yıl önceydi. 6 siyasi parti ittifak halinde girdiğimiz seçimleri maalesef kaybettik. Oturduk konuştuk, tartıştık hep birlikte yeni bir yol açmak için yola çıktık ve şunu söyledik: CHP değişecek, Türkiye değişecek. Değişim Kurultayımızın açılışını 4 Eylül’de Sivas’ta yaptık.
24 kişilik bir gölge kabine oluşturduk. Sayın Erdoğan’ın kabinesi 18 kişiden oluşmaktadır. Biz de her birisine karşı görevlendirmemizi yaptık. CHP bugünkü gölge kabinesinde olduğu gibi yarın kurulacak kabinede de eşit dağılıma öncelik verecektir.
Türkiye’de ana muhalefet partisiyiz ama yurt dışında Türkiye’nin partisindeyiz. Önümde duran her kürsüde Filistin’in haklı davasını savundum. Çünkü Filistin davasını savunmak Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının davalarını sahiplenmektir.
1 Mayıs’ta işçi örgütlerinin yanında olduk. Nerde bir meslek örgütü sesini yükseltiyorsa ilk biz sesini duyduk, yanlarında olduk.
Yerel seçimler yaklaşırken, partimiz ivme kazanmışken moralimizi bozmak isteyenler oldu. Her zaman karşımızda olan, klavye şövalyelerini o çukurda bıraktık, yolumuza baktık. Önümüzde 2 risk vardı. İktidarın kutuplaşma siyasetini sürdürdüğünü gördük. Bunlara kulak asmadık. Dedik ki sizinle kavga etmeyeceğiz. Sizin suni gündeminizin peşine takılmayacağız.
Asla onların suni gündemine takılmadık. İkincisi ise eski dostlarımız.
Partimiz 2018-2019 ve 2020 seçimlerine ittifakla gitti. 2023 seçimlerine de ittifakla gidin denildi. İttifak arayışlarıyla ilgili üzerimize ne düşüyorsa yaptık ama sırf ittifak için olmayacak tekliflere evet demedik. Biz ittifakın partilerle değil milletin kendisiyle yapılacağını gördük. Bu zorlamanın sonuç almayacağını gördük. O yüzden milletle yapılan ittifaka inandık. Biz Türkiye ittifakı dedik, Rize’de Rize ittifakını duyduk, Aydın’da Aydın ittifakını duyduk. O ittifakı hep birlikte sahiplendik, hep birlikte büyüttük. Yerel seçimlerde adaylarımızı belirlerken kadınların gücü, gençlerin gücü ve bilimin gücüne inandık. 106 mitingde sadece halkın gündemini konuştuk. İttifakla girilen son 3 seçimden daha yüksek oya kavuştuk. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’nin birinci partisidir. Millet 31 Mart’ta yeni bir siyasi iklim yarattı. Seçmen Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmıştır. Seçmen CHP’ye Türkiye’nin büyükşehirlerinin ekonomilerini emanet etmiştir. Bizim 412 belediye başkanımızın elindeki anahtar, Cumhuriyetin 2. yüzyılında partimizi iktidar yapacak anahtardır. Sokak ne diyorsa onları dinledik.
31 Mart öncesi bize başarı getiren doğrulara sahip çıktık, yanlışlardan uzak durduk.
Bu seçimde aday gösterilip parti değiştirenler bize seçim kaybettirecek potansiyeli yakalayamadılar.
Bu örgüte emek veren, ihanet etmeyen, aday gösterilmeyen ama adaydan çok çıkan herkese kocaman alkış gönderiyoruz. Partiden ayrılıp AK Parti’ye seçim kazandırmak isteyenleri de bir kenara not etmedik. Bu partinin karşısında adaylaşanlar, adaylaştıkları yerde kalsınlar. Bir daha bu partide görev alamayacaklar.
31 Mart sonrası milletin verdiği mesajı uygulamaya devam ettik. Her adımımızı buna göre attık. Siyaset sokağın sesini duyma sanatıdır. O mesajı en yalın haliyle duyduk. Benim dertlerimi çözmek için çalışın birbirinizle kavga etmeyin. Milletin sesini bastırmak için kurulmuş planlar boşa çıkmalıydı. Tüm siyasi partilerin liderlerini teker teker arayıp bayramlaştım. Arayıp randevulaştım. Erdoğan’ı partisinde ziyaret ettim. Partimizde ağırladım. Yaptığım her görüşmede sadece halkın sorunlarını gündeme getirdim. Emeklinin, asgari ücretlinin çiftçinin alın terini verin dedim. Enflasyon muhasebesinde inat etmeyin dedim. Paşaları adli tıp raporlarına rağmen içerde tutmayın dedim.
Gezi tutukluların masumiyetini de, Can Atalay’ın serbest bırakılmasını da tane tane anlattım. Emine Şenyaşar’a randevu verilmesini o ananın yüreğindeki yangının söndürülmese bile hafifletilmesini söyledim. Ayşe Ateş’e randevu verin dedim.
Tüm bu süreçleri şeffaflıkla halkımızla paylaştım. Normalleşme dediğimiz sürece önce birileri yumuşama dediler ancak bir süre sonra onlar da normalleşmeyi kullandılar. Çünkü normali budur, bizi o masalara oturtan milletin ta kendisidir. Siyaset yıllardır normalinden saptığı için milletin sorunları çözümsüz kalmıştır. Bu ülkenin kurucu partisi olarak milliyetçiliğimizi sorgulatmadan yürümeye devam edeceğiz. Yaptığımız görüşme AK Parti ile ittifak görüşmesi değil, milletin sorunlarına çözüm bulma görüşmesidir.
Bu ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacı var diyenlere evet var ama mevcut anayasaya uyarsanız yenisi yapılır. Yarın bir sihirli değnek iktidarın aşına değerse mahkemelerin kararlarına uyarlarsa, hatalarını telafi eder, yeni yanlışlar yapmazlarsa CHP yeni bir anayasa söylentisine kulak kabartabilir. Biz milletin verdiği sorumluluğun gereğini yapıyoruz. 1 Mayıs’ta Taksim’i AYM kararına rağmen işçilere kapattılar. Can Atalay kararını tanımadılar. Kendi bildiklerini okumaya devam ettiler. Bunların kendilerine de Türkiye’ye de bir faydası olmadığını görmediler. Onların dönemindeki eski Türkiye geride kalmıştır. Oyuna gelmeyeceğiz.
Kavga ve kutuplaşma iktidarın son çaresi. Yapmamızın gereken toplumla birleşe birleşe iktidara yürümektir.
Ankara’daki emekli mitingini emekçi mitinglerimiz takip etti. Rize’de çay fiyatı açıklandığında büyük bir infial oldu. Buğday fiyatı açıklandı. İflasa, icraya sürüklendiler. Adana’da çiftçilerimiz ziyaretimizi mitinge dönüştürdü. Biz iktidarın tek ve en güçlü seçeneğiniz. İktidara yürüyen parti demek, bir yandan vatandaşı harekete geçirmek bir yandan iktidarı müzakereye mecbur bırakmaktır. CHP, Tüzüğümüzü değiştirmek için toplanmıştır. Biz değişimi kişilere indirgersek bu haksızlıktır. Bu değişimin altını doldurmamız gerekiyor demiştik. Hem tüzüğümüzü, hem programımızı ele alacağımız bir süreci ele alacağız. 10 ay önceki kurultayımızda bir tüzük değişikliği teklifi vardı. Ben de o tüzük kurultayını yapacağımızı söz vermiştim.
Bu tüzük ne Özgür Özel’in tüzüğüdür, Sayın Kılıçdaroğlu’nun taahhütleri bu tüzüğün içine konulmuştur. Sayın Kılıçdaroğlu dışındaki önceki genel başkanlarımız nereye birlikte gitmek partiye güç katacaksa her davetimize icabet ettiler katkı sağladılar. 3 genel başkanımıza tüzük hakkında bilgilendirmede bulunduk. Bu tüzük ne benim ne diğer genel başkanlarınındır. Korkulacak değil, övünülecek bir tüzük ortaya çıktı. Oy birliğiyle geçen tüzük bugün buradadır. Ne geçmesi beni geçmesi güçlendirir ne geçmemesi beni zayıflatır. Bugün akşam bu salondan omuz omuza çıkacağımızı biliyorum bu süreci her birinize ayrı ayrı emanet ediyorum.
