Soruşturma fezleğinde yer alan telefon görüşmelerinde çetenin küçük bebekleri nasıl ölüme gönderdikleri belirtiliyor. Soruşturma kapsamında özel hastanelerden birinde hemşire olarak görev yapan şüpheli Mehtap S. ile örgüt üyesi Hasan Basri G. arasında geçen diyaloglarda “Mehtap çocuğu öldür, elli satürasyonlu çocuk mu olur?”, “Yav ak öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani” şeklinde konuşmalar olduğu tespit edildi.
İtirafçı M.E.O, Mustafa Kemal Zengin’in trafik ışıklarında savcının aracının ön koltuğuna silah doğrultarak ateş edeceğini iddia etti.
Bir bebeğin ölümünden sonra, örgüt üyesi Hüseyin G. ile hemşire Hakan Doğukan T. arasında yapılan telefon görüşmelerine de soruşturma fezleğinde yer verildi. Hüseyin G.’nin “Bize ne bırak bebek ölsün ki rahat şikâyet edelim” dediği, Hakan Doğukan T.’nin ise “Kanka yazık ya çocuk gözümün önünde öldü ya” şeklinde cevap verdiği belirtildi. Konuşmada, Hakan Doğukan T.’nin “Ne tdp takmışlar ne inotrop başlamışlar ne kavid yapmışlar ne curosorf yapmışlar” demesi üzerine Hüseyin G.’nin “Hiçbir şey yapmamışlar ölsün demişler” şeklinde yanıt verdiği anlaşıldı.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Y.E. ile 30 Ağustos’ta önce telefonla sonra da makamında görüşen avukat A.A, bazı şüphelilerin tahliyelerinin gerçekleştirilmemesi durumunda suikast yapılacağı ve ailesine zarar verilebileceği tehdidinde bulunmuştu. Bunun üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, savcının yakınlarına ve yaşadıkları yerlere ilişkin bilgilerin sızdırılmasının araştırılmasına başlandı ve savcının odasına kayıt cihazı yerleştirildi. Avukat A.A’nın irtibatı tespit edilen M.K.Z’nin savcıyı açıkça ölümle tehdit etmesi kaydedildi.
Soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonda 12 kişi gözaltına alınmıştı. Jandarma’daki işlemlerin tamamlanmasının ardından 8 şüpheli adliyeye sevk edilirken, 4 kişi kolluktan serbest bırakılmıştı.
