Son yıllarda Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye yönelik uyguladığı sıkı vize politikalarına bir yenisi eklendi. Schengen bölgesi ve diğer Avrupa ülkeleri, Türk vatandaşların vize başvurularını yüksek oranlarda reddederken, Almanya’dan Türkiye’ye tepki çeken bir karar daha geldi. Almanya, Türk vatandaşların vize red itirazı başvurularını bir yıl boyunca kabul etmeme kararı aldı. Geçtiğimiz aylarda sınır bölgelerinde devriyeler oluşturan ve havalimanlarında ek kontroller yapan Almanya, Türkiye’den yapılacak vize ret itiraz başvurularını bir yıl süresince değerlendirmeye almayacak.
Almanya Dışişleri Bakanlığı, 2023 yılında Türkiye, Çin ve Fas’a yönelik vize retlerine itirazların değerlendirilmesini askıya aldığını duyurdu. Bu uygulama bir yıl daha uzatılarak, 30 Haziran 2025 tarihine kadar devam edecek. Almanya’nın amacı, pandemi sonrası seyahat kısıtlamalarının kalkmasıyla vize başvurularının artması nedeniyle iş yükünü hafifletmek ve başvuru süreçlerini hızlandırmaktır. Dışişleri Bakanlığı, vize bölümlerinin aşırı yüklendiğini ve randevu almak için uzun süreler beklenildiğini belirtti.
Çok sayıda insanın vize başvurusu randevusu alabilmek için aylarca beklediği vurgulanırken, bu durumu düzeltmek için vize başvurularını hızlıca değerlendirebilmek adına ek birimler oluşturulacak. Bu ek birimler, vize başvurularının ret edilmesi durumunda yapılan itirazları inceleyecek ve sonuçlandıracak. Almanya, bu sayede vize başvuruları sürecini daha akıcı hale getirmeyi planlıyor.
Türk vatandaşları için bu kararın seyahat planlarını olumsuz etkileyeceği düşünülüyor. Özellikle iş seyahatleri veya turistik ziyaretler sırasında vize sorunları yaşanabileceği tahmin ediliyor. Türkiye’nin de benzer şekilde vize taleplerinde sıkıntılar yaşadığı biliniyor. Bu nedenle, Türk-Alman ilişkileri açısından vize politikalarının gözden geçirilmesi ve çözüm yollarının bulunması gerektiği belirtiliyor.
Sonuç olarak, Almanya’nın Türkiye, Çin ve Fas’a yönelik vize ret itirazlarını bir yıl süresince kabul etmeme kararı, Türk vatandaşlarının seyahat planlarını etkileyebilecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu kararın vize politikaları açısından genel bir değerlendirme yapılmasını ve sorunların çözümü için girişimlerde bulunulmasını gerektirdiği düşünülüyor.
