7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleşen Aksa Tufanı taarruzunun yıldönümünde, Hamas’ın İsrail’in yüksek teknoloji destekli duvarlarını aşıp Mossad’ın güvenlik sistemlerini felç etmesi tarihi bir olayı oluşturdu. Bu olayın ardından Gazze’de yaşanan vahşet, İsrail’in Lübnan’a da yansıdı. Ancak Hamas’ın ve Gazze halkının direnişiyle Siyonist İsrail rejimi artık dünyaya demokrat ve mağdur olarak sunamadığı yüzünü deşifre etmiş durumda.
Batı’da artan anti-semitizm dalgasına karşın Siyonizme karşı alınan askeri, siyasi ve diplomatik önlemler, İsrail’i endişelendirmektedir. Batılı analistler, İsrail’in Gazze’deki savaşı kazanmış olsa bile Batı’da ve dünya genelinde siyasi savaşı kaybettiğini belirtmektedir. Birçok kesim, BM’nin soykırımcı İsrail’i terk ettiği ve Avrupa ile ABD’deki Yahudi devletinin lanet olarak görüldüğü konusunda hemfikirdir.
Siyonistler, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesini kutlayarak zafer kazandıklarını düşünseler de gerçekte Batı halkları ve siyasileri artık İsrail’i yük olarak görmektedir. Bu durum, ABD, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin İsrail’in tehlikeli eylemlerine destek vermeme yönünde adımlar atmalarına neden olmaktadır. AB’nin ise İsrail’e askeri ve diplomatik ambargo uygulama konusunu gündeme getirmesi, Uluslararası alanda İsrail’e karşı tepkilerin arttığını göstermektedir.
Sonuç olarak, İsrail’e yönelik eleştiriler giderek artmakta ve Batı ülkeleri kendi yarattıkları ‘Frenkeştayn’la yüzleşme konusunda kararlı adımlar atmaktadır. Batılı liderler, İsrail’in ahlaki değerleri ihlal eden politikalarını eleştirmekte ve destek vermekten kaçınmaktadır. Bu durum, İsrail’in uluslararası alandaki konumunu zayıflatmakta ve Batı’nın İsrail’e karşı duruşunu alt üst etmektedir.