1. Haberler
  2. Bursa Haberleri
  3. Afrika hayatımın dönüm noktası

Afrika hayatımın dönüm noktası

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Üniversitede kimya okuduktan sonra Londra’da yönetim ve finans eğitimi alıyor, İstanbul’a yerleşip iş hayatına atılıyor Serap Akcay… İşletme yüksek lisansı ve psikoloji eğitimleri tamamlıyor. Ancak babasının vefatıyla hayatı değişiyor. Biliyorsunuz, babalar ve kızları arasında biz erkeklerin hatta damatların anlayamayacağı bir ilişki vardır. Serap Hanım için de bu şekilde olmuş. Şimdi söz kendisinde:
“Kahve tutkum çocukluğumda başladı. Babam memurdu ve bize Almanya’dan gelen filtre kahve makinesi bizim için lükstü. Misafir geldiğinde çalıştırmak için sabırsızlanırdık. O zamanlar kahve, bizim evde çok özel bir yere sahipti. Yıllar içinde kahveye ilgim büyüdü. Ancak pandemi hepimizi olduğu gibi beni de derinden etkiledi. Babamın vefatıyla birlikte kahvenin benim için anlamı değişti ve De la Pau Coffee Co.’yu kurdum. ‘De la Pau’, Katalanca huzur ve barış demek. Benim için hayatımın anlamı da artık bu iki kelimede saklı.

Beyaz yakalı bir kahve tutkunuydum ve bu tutkum pandemide barista becerilerimi geliştirmeme vesile oldu. Pandemide evde daha fazla zaman geçirirken, barista yeteneklerimi geliştirdim. Farklı makineler ve kahve türleri denemeye başladım. Bu süreçte, kahvenin farklı kültürlerdeki yerini ve önemini keşfettim. Sonrasında bir girişimci olarak, bu tutkumdan nasıl bir iş modeli oluşturabileceğimi düşünmeye başladım.
Türkiye’de kahve tüketiminde büyük bir potansiyel gördüm. Biz çay toplumuyuz ama kahve kültürüne doğru geçiş yaşıyoruz. Z kuşağının kahveye ilgisini analiz ettim. Kahveyi modernizmin bir simgesi, kendi kimliklerinin örüntüsü olarak görüyorlar. Bu saptama, kahveye olan ilgimi profesyonel bir boyuta taşımamı sağladı.

KAHVENİN ANAVATANINA YOLCULUK
Etiyopya’nın kahvenin anavatanı olduğunu biliyordum ve burayı ziyaret etmeye karar verdim. Başkent Addis Ababa’dan yola çıkarak kahve tarlalarını gezdim ve kahvenin üretim süreçlerini yerinde gözlemledim. Orada, kahvenin ne kadar emek yoğun bir süreçle yetiştirildiğini gördüm. Kahve sadece bir içecek değil, aynı zamanda birçok insanın hayatında derin bir anlam taşıyan bir simge haline geldi. Etiyopya’da başkentin dışında köylerde çok kahve içemiyorsunuz, çünkü yok. Kahve pişirme teknikleri açısından da pek gelişmiş değiller. Açıkçası kahvenin bulunduğu coğrafyada kahve içemedik desek yalan olmaz. Biz Addis Ababa’dan yola çıktık. Kahve tarlalarından birine gidecektik. Ancak iç hatlarında uçuş bulamadık. Oralı arkadaşımız Nesri “Arabayla gidelim, iki buçuk sürer” dedi. Biz de iyi o zaman dedik. İki buçuk saatte ancak otobana çıkabildik. Yedi saat sona yolda bir köyde durup geceyi orada geçirmek zorunda kaldık. Onlara zaman kavramı farklı, yavaşlar. Yolda geçen bu zaman, Afrika’daki zaman algısının ne kadar farklı olduğunu anlamamı sağladı.

BİZİ GÖREN “YO YO YO” DİYORDU
Bir gece konakladıktan sonra yola devam ettik. Üç saat sonra yol bitti. Dağa tırmanmaya başladık. Çünkü iyi kahve yüksek bölgelerde yetişiyor. 2 bin 500 rakıma çıktık. Medeniyetten iyice uzaklaşıyorsunuz ve ormanda ilkel bir ortama giriyorsunuz. Tenekeden bozma yapılarda yaşayan, yokluk içerisindeki insanlar görüyorsunuz. Ama o kadar mutlu, enerji dolular ki şaşıyorsunuz. Ve oraya kadar gelmemize şaşırıp hemen el sallayıp “Yo Yo Yo” diye bize sesleniyor. Yani merhaba demek istiyorlar.

SUSUZLUĞA ÇOCUKLAR MEYDAN OKUYOR
Afrika’ya gitmek bana dünyaya, insana olan inancımı tazeledi. Bakın orada çocuklar gördüm, ellerinde mavi sürahi, kaplar gibi şeyler vardı. Okula gidiyorlarmış, hepsinin bir bitkisi var. Evlerindeki limitli sudan bir miktar alıp o çiçeği sulamak için götürüyorlarmış. Düşünebiliyor musunuz, arabanızın camına yapışıp elimdeki pet şişeyi isteyen çocuk okula gidip bitkisini suluyor. Etiyopya, kahve ve hayat arasındaki ilişkiye dair çok derin çıkarımlar yapmamı sağladı. Kahve tarlalarında çalışan insanların gözlerindeki ışıltı ve hayatlarının zorluklarına rağmen gösterdikleri sevinç, beni çok düşündürdü. Bu insanların gözlerinde, kahvenin sadece bir içecek değil, bir umut ve yaşam enerjisi olduğunu gördüm.

TÜRK KAHVESİNE DAİR YANLIŞLAR
Yanlış: Türk kahvesi çekirdeği diye bir çekirdek vardı.r
Doğru: Türk kahvesi çekirdeği yoktur. Genelde Brezilya çekirdeği kullanılır.
Yanlış: Taze kavrulmuş kahve en iyi kahvedir.
Doğru: Taze öğütülmüş kahve en iyi kahvedir. Taze kavrulmuş değil.
Yanlış: Türk kahvesi bir kahve türüdür.
Doğru: Türk kahvesi bir öğütülme ve pişirme yöntemidir.

AFRİKA’YA GİDECEKLERE TAVSİYELER
– Önce ruhsal olarak kendilerini hazırlasınlar.
– Farklı bir ırktan olduğunuz için yoğun ilgi ya da tam tersi defansif bir tepki alabilirsiniz.
– Giderken bavulunuza çok şey koymayın, boş getireceğinizden emin olabilirsiniz.
– Yanınızda mutlaka hoşgörü olmalı.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Afrika hayatımın dönüm noktası
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

BBC TÜRK ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin