Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclis’i açış konuşmasında:
“İsrail yönetiminin Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır. Şu anda bütün hesap bunun üzerindedir” dedi.
İnandınız mı?
Benim aklım almadı doğrusu!
Değerli dostum Müjdat Gezen’in de aklını almamış olacak ki, şöyle dedi:
“İsrail’in hedefi Türkiye’ymiş, EYVAH…
Artık pahalılığı, enflasyonu, adaletsizliği, eğitimsizliği, her şeyi unutun…
Bütün ilgi alanınız ‘Acaba İsrail bize saldıracak mı?
Olsun bakın… Biz de bunu YEDİK”
★★★
Türkiye gibi güçlü bir ülkenin Cumhurbaşkanı, sanki endişe içindeymiş gibi “İsrail bize saldıracak” der mi? Dememesi, tam tersine millete moral vermesi gerekir.
Öyle diyeceğine “Biz bir karış toprağımıza göz dikenlere gereken dersi verir, hadlerini bildiririz. Hele bir denesinde de, Türk milletinin, Türk askerinin gücünü görsünler” şeklinde konuşması gerekirdi.
Ayrıca… Ortada çelişkili bir durum var.
Erdoğan, geçtiğimiz aylarda düzenlenen Büyük Filistin Mitingi’nde İsrail’e gözdağı vererek:
“Biz gece ansızın gelebiliriz” dememiş miydi?
Şimdi, ne oldu da bunun tam tersini söylüyor?
İsrail ile hayali bir savaştan bahsederek halk üzerinde endişe yaratıp, insanları kendisinin arkasında toplanmasını mı amaçlıyor, bilemiyorum!
Hangi düşünceyle hareket ederse etsin, önce “Bir gece ansızın gelebiliriz” diye İsrail’e posta koyup daha sonra İsrail’in saldıracağından bahsetmesi yanlıştır!
Büyük Türk milleti olarak o kadar çaresiz miyiz ki?
Evet, İsrail saldırgan, haydut bir devlet ama…
Türkiye’ye saldırmak gibi bir deliliğe cüret ederse “Evelallah, Türk’ün gücünü gösterir, doğduklarına pişman etmesini biliriz!”
siyaset tiyatrosu!
Millet geçim derdinde canını dişine katarak ayakta kalmaya çalışırken, siyasetçilerin derdi başka…
Onları izlerken kendimizi bir tiyatro oyunu seyrediyormuş hissine kapılıyoruz.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e çok sert sözlerle saldırarak:
“Özgür Özel, sana diyorum, iddiaların aynen şahsın gibi çürüktür. Bastığın yaş tahta, bindiğin patlak lastikli dolmuş, tutsağı olduğun tezvirat cambazlığı seni hiç bir yere götürmeyecektir. Herkes haddini bilsin. Kapımızın önünde baykuş öttürmeyiz, kanat çırpan akbabaların da kanatlarını yolar kopartırız!” dedi.
Sonra ne oldu?
Aynı akşam Meclis Resepsiyonu vardı.
Devlet Bahçeli, salondaki kalabalığı yarıp yanına gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e:
“Üzülmüyorsunuz değil mi? Bazen siyaset gereği konuşuyoruz” dedi.
Ağır hakaretlere uğramış olan Özgür Özel, bunu sineye çekerek, Devlet Bahçeli’nin önünde saygılı bir tavırla hafifçe eğilip nazik bir sesle:
“Olur mu öyle şey? Herkes düşündüğünü söyler. Aslolan sevgi ve saygıdır” diye cevap verdi.
Nedir bu? Tiyatro oyunu mu?
Özgür Özel, siyasette “yumuşama, normalleşme” diyerek, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısında da böyle davranmıştı…
Duyduğu ağır sözler hoşuna mı gidiyor, nedir, anlamak mümkün değil!
TEBESSÜM
Halinden memnun olan kim?
32’nci ABD Başkanı Franklin Roosevelt’e (1882-1945) sormuşlar:
“Sayın Başkan, sizce akıllı kimdir?”
“Herkesten öğrenendir” demiş.
“Güçlü kimdir?”
“Hırslarını yenebilendir!”
“Zengin kimdir?”
“Halinden memnun olandır.”
“Peki, o kimdir?”
Roosevelt gülmüş:
“Hemen hemen hiç kimse!”
GÜNÜN SÖZÜ
Akıllı olmak yetmez, daha önemlisi, aklı yerinde kullanmaktır!