Selma Ateş, kardeşinin ölümünün ardından adalet arayışına girişti ve olayın derinlemesine araştırılması için çaba sarf etti. Suikastın arkasındaki güçlerin bulunmasını isteyen Selma Ateş, adaletin yerine gelmesi için mücadele etti. Suikastın ardından yaşanan yargılama sürecinde, Ateş ailesi büyük bir gerginlik ile karşı karşıya kaldı. Mahkeme salonunda kararın açıklanması beklenirken, bir kişi Selma Ateş’in üzerine saldırdı. Olay sonrasında saldırgan polis ekipleri tarafından hemen gözaltına alındı ancak mahkeme süreci büyük bir gerginlikle devam etti.
Selma Ateş, Dursunbey ilçesinde milliyetçi bir ailede doğmuş ve büyümüştür. Ailesi, Türk milliyetçiliği idealleriyle yetiştirdiği Ateş, genç yaşlardan itibaren Ülkü Ocakları’nda aktif bir rol üstlenmiştir. Bu teşkilatta üstlendiği görevlerle dikkatleri üzerine çeken Selma Ateş, ülkücü hareketin önemli isimlerinden biri haline gelmiştir. Kendisi, hem ailesinin hem de hareketin geçmişine bağlılığı ile tanınmaktadır.
Sinan Ateş ise, ablası Selma Ateş’in kardeşi olarak bilinir. Ankara’da düzenlenen silahlı saldırıda hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Başkanıdır. Ateş, Ülkü Ocakları camiasında geniş bir çevreye sahip olup, pek çok kişi tarafından sevilen ve saygı duyulan bir isimdi. Suikast sonrasında, ailesi ve sevenleri büyük bir şok yaşamış ve olayın aydınlatılması için adaletin yerine gelmesi için mücadele etmişlerdir.
Suikast davası sürecinde yaşanan olaylar, Ateş ailesi için büyük bir travmayı da beraberinde getirmiştir. Kararın açıklanmasının ardından saldırıya maruz kalan Selma Ateş’in psikolojik durumu oldukça kötüye gitmiştir. Ancak tüm bu zorluklara rağmen, Ateş ailesi adaletin tecelli etmesi için kararlılıkla mücadele etmeye devam etmektedir.
Sonuç olarak, Sinan Ateş’in suikastı ve ardından yaşanan olaylar, Ateş ailesi için büyük bir acı ve zorlu süreci beraberinde getirmiştir. Selma Ateş, abisi için adaletin sağlanması için mücadelesini sürdürürken, yaşanan gerginlikler ve saldırılar ise adalet arayışını daha da zorlu hale getirmektedir. Ateş ailesinin yaşadığı bu travmatik süreç, Türk toplumunda derin yaralar bırakmış ve adalet sistemi üzerindeki soru işaretlerini de beraberinde getirmiştir.
