İzmir ve çevresinde bulunan antik kentlerde meydana gelen eski depremlerin izlerini tespit etmek amacıyla bir araştırma gerçekleştirildi. Bu araştırmada yer alan bilim insanları arasında DEÜ’den Doç. Dr. Barış Gür, Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Prof. Dr. Ali Kazım Öz, Doç. Dr. Eda Avcı, Dr. Mustafa Softa, Dr. Özkan Cevdet Özdağ ve Afyon Kocatepe Üniversitesinden Prof. Dr. Çağlar Özkaymak, ABD’li uzman Doç. Dr. Joel Q. G. Spencer, Metropolis Kazı Başkanı Prof. Dr. Serdar Aybek, Ayasuluk Kazı Başkanı Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu gibi isimler bulunmaktadır. Bu bilim insanları antik kentlerde detaylı incelemelerde bulunmuşlardır.
Araştırma sonucunda depremin izlerine rastlanmış ve numuneler alınmıştır. Bu numunelerin incelenmesi sonucunda, antik kentlerin kaç bin yıl önce ve hangi periyotlarla depremlere maruz kaldığı ortaya çıkarılarak, İzmir’in gelecekteki olası depremlerine ışık tutulması hedeflenmektedir.
DEÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bu çalışmanın Batı Anadolu ve Türkiye genelinde çok eski dönemlere ait kayıtları içeren antik kentlerin deprem izlerini incelediğini belirtmiştir. Son 7 bin yıl boyunca bölgede sürekli depremlerin meydana geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Sözbilir, antik kentlerdeki deprem izlerinin incelenmesi ve tarihlendirilmesiyle geçmişteki depremlerin sıklığı hakkında bilgi edinileceğini ifade etmiştir.
Antik kentlerde yapılan çalışmada, geçmişte en az 3 kez deprem meydana geldiği tespit edilmiştir. Bu bulguların İzmir’in deprem riski açısından önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sözbilir, antik kentlerin hangi fay hatlarından etkilendiğinin belirlenerek, İzmir’deki fay hatlarının deprem tekrarlama aralıklarının ortaya çıkarılacağını belirtmiştir. Bu kapsamlı çalışmanın gelecekteki deprem riskleri konusunda önemli ipuçları sağlayabileceği düşünülmektedir.
Tüm bu çalışmalar, Antik Yunan dönemine ait antik kentlerdeki deprem izlerinin incelenmesiyle İzmir’in deprem tehlikesi konusunda daha detaylı bilgiler elde edilmesini sağlayacaktır. Geçmişteki deprem aktivitelerinin sıklığı ve yoğunluğu hakkında elde edilecek veriler, gelecekte alınacak deprem önlemlerinin daha etkili bir şekilde planlanmasına katkı sağlayacaktır.
