Karadeniz’de bulunduğu iddia edilen doğal gazın henüz üretimine başlanmamış olmasına rağmen, hükümetin 125 milyon dolara alelacele bir yüzer platform satın alması, Filyos gaz işleme sahasının boşa harcanan devasa bir miktarda parayla kurulmasına sebep oldu. Alınan bu yüzer platformun asıl amacı denizden gaz çıkarmak değil, Filyos’taki tesis gibi çıkarılan gazı işleyip sisteme vermekti. Ancak, platformun alınmasıyla günlük gaz işleme kapasitesi 50 milyon metreküpe çıktı ancak tesis için yeterli miktarda gaz bulunmamaktadır. Kamuoyuna SÖZCÜ aracılığıyla duyurulan yüzer doğal gaz işleme platformu, hükümetin ciddi soru işaretleriyle karşı karşıya kalmasına yol açtı.
Filyos tesisinin yüksek gaz rezervleri iddiasıyla kurulduğu düşünülerek her biri günlük 10 milyon metreküp gaz işleme kapasitesine sahip 4 fazdan oluşturuldu. İlk faz, seçim öncesinde devasa bir harcama yapılarak faaliyete geçirildi ancak beklenen miktarda gaz üretilemedi ve günlük üretim hedefleri gerçekleştirilemedi. Filyos tesisi yerli ve milli gaz bulamazken, hükümetin sürpriz bir kararla günlük 10 milyon metreküp gaz işleme kapasiteli yüzer platform satın alması anlam verilemeyen bir durum yarattı.
Hükümetin, henüz işlevselliğini kazanamamış Filyos tesisine ek olarak yüzer platform satın alması, Türkiye’nin enerji politikaları ve doğal gaz üretimi konusunda ciddi soru işaretlerine neden oldu. Filyos tesisinin günlük 40 bin metreküp gaz işleme kapasitesine sahip olmasına rağmen, yeni alınan yüzer platform için niçin ihtiyaç duyulduğu, ikinci ve diğer aşamalarda nasıl gaz işleneceği gibi konular hala cevap bekliyor.
Ayrıca, yaşanan patlama sonrası tamir edilen ve teknik olarak işletmeye uygun olup olmadığı belirsiz olan yüzer gaz işleme platformu için ne kadar ek harcama yapılacağı da merak konusu. Petrol rafinerisi için inşa edilmiş olan bu platformun doğal gaza dönüştürülmesi için gereken maliyet ve süreçler de belirsizliğini koruyor. Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin enerji sektöründeki politikaları ve stratejileri hakkında daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirlik taleplerini de beraberinde getiriyor.
