İran’ın Rusya’ya füze gönderdiği iddiasıyla Fransa, Almanya ve İngiltere’nin, İran’ın sivil havacılık sektörüne yaptırım uygulama kararını kınamasıyla yaşanan diplomatik gerilimde İran’ın tepkisi sert oldu. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, ülkesine yönelik yaptırımları “asılsız” ve “yalan” olarak nitelendirerek, söz konusu ülkelere “orantılı” bir karşılık vereceklerini açıkladı. Kenani, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın İsrail’in “ana silah kaynağı” olduğunu savunarak, bu ülkelerin Gazze’deki soykırım ve savaş suçlarına ortak olduklarını iddia etti.
İran’ın Rusya’ya füze gönderdiği iddiası karşısında İngiltere, Fransa ve Almanya’nın ulusal hava yolu şirketi Iran Air’e yaptırım uygulama kararını kınayan Kenani, Batı’nın düşmanca politikalarının devamı olarak gördüğü bu adımın hesabını vereceklerini belirtti. Fransa, Almanya ve İngiltere’nin İran ile Rusya arasındaki silah alışverişi iddiasını doğruladığı ortak yazılı açıklamayla duyurdukları belirtilirken, bu ülkelerin Iran Air’e yapılan ihracat işlemlerini sonlandırma kararı aldıkları ifade edildi. ABD’nin de Iran Air’e yaptırım uygulayacağını açıklamasıyla birlikte, İran’ın bu ülkelere karşı nasıl bir karşılık vereceği merak konusu haline geldi.
Kenani, Filistin halkına yönelik yapılan katliam ve soykırıma destek veren ülkeleri kınayarak, İran’ın bu konuda gereken adımları atacağını belirtti. İran’ın Rusya’ya füze gönderdiği iddiasının yalan olduğunu savunan Kenani, bu ülkelerin İsrail’in insan hakları ihlallerine ortak olduğunu ileri sürdü. Bu söylemlerle birlikte, ülkeler arasındaki gerginlik ve karşılıklı yaptırım tehditleri devam etmekte.
İran’ın uluslararası alanda yaşadığı diplomasi trafiği ve yaptırım tehditleriyle ilgili tansiyonun yükselmesi, bölgede gerilimin artmasına sebep olabilir. Ülkenin sivil havacılık sektörüne yapılacak yaptırımların İran ekonomisine olan etkileri ve ülkenin bu konuda alacağı kararlar, uluslararası ilişkilerde yeni bir döneme işaret edebilir. Sonuç olarak, İran’ın dış politikasındaki bu gelişmelerin bölgedeki dengeyi nasıl etkileyeceği ve uluslararası ilişkilerde nasıl bir dönüşüme neden olacağı yakından takip edilmelidir.
