KILIÇDAROGLU: AKŞENER, ALTILI MASADAN NİÇİN KALKTI? NEDEN GERİ DÖNDÜ? SORUN ONA!
Tartışma sürüyor ve eteklerdeki taşlar dökülmedikçe de sürecek gibi.
CHP’nin 7’nci Genel Başkanı ve 14 Mayıs 2023 seçimlerinde Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu açıklamalarıyla gündemdeki yerini koruyor. Kılıçdaroğlu, önceki gün Gerçek Gündem Genel Yayın Yönetmeni Seyhan Avşar’a röportaj verdi. Avşar’ın sorusu ve CHP’nin eski liderinin yanıtıyla başlayalım:
Meral Hanım çıkıp, ‘Ben bu adaylığı bilmiyordum’ tarzında açıklamalar yaptı. Adaylığınız konusunda eksik istişareler olabilir mi?
Kılıçdaroğlu: “Bir özel bir tartışma zemini yaratmak istemiyorum ama az önce söyledim. Biz Altılı Masa’da oy birliğiyle karar aldık. Süreci enfekte eden Meral Hanım’ın kalkması ve sonra dönmesiydi. Şu soruyu Meral Hanım’a sormanızı isterim; Altılı Masa’dan niçin kalktı? ‘Kumar Masası’ dediği Altılı Masa’ya niçin döndü?”
O dönemi yakından takip eden bir gazeteciyim ve geçen yıl yayımladığım “MASA/96 Saatin Öyküsü (Kırmızı Kedi Yayınevi)” kitabımda da ayrıntılarıyla anlattığım süreçle ilgili biraz daha detay paylaşacağım. Hatırlatmakta fayda var; Kılıçdaroğlu, Akşener’le ilgili içinde “ihanet” geçen bir cümle kurmuştu. Kılıçdaroğlu’na yöneltilen soru şuydu: “İYİ Parti’nin eski lideri Meral Akşener’i, yeni tarzıyla Külliye’de görünce ne düşündünüz, aklınızdan ne geçti?” CHP’nin eski lideri ilk kez bu kadar açık konuştu ve dedi ki: “Sayın Akşener’i daha sonraki süreçte Saray’da görünce doğrusunu isterseniz şaşırmadım… Yaşadığımız bu topraklarda maalesef ihaneti de görebiliyoruz.” Akşener de bana yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu’nu mahkemeye vereceğini söyledi ve ekledi: “Mahkemede hesaplaşacağız kendisiyle. Her şeyin nasıl olduğunu çok açık, net ve kendi içimde tuttuğum her şey dahil dilekçede olacak. (13 Ağustos 2024/SÖZCÜ Gazetesi)” Tabi ki “o dilekçeyi” bekliyorum ve Meral Akşener’in “içinde tuttuklarını” açıklayacağını tahmin ediyorum. O günlere dönelim.
Ayrılık açıklamasını yazan akademisyenler
Tarih 3 Mart 2023. Akşener, 2 Mart gecesi Saadet Partisi’ndeki masa toplantısından sonra kameraların karşısına geçti ve dedi ki:
“Biz de İYİ Parti olarak; 3 yılı aşkın bir süredir; Sayın Erdoğan’a karşı, açık ara kazandığını gördüğümüz iki ismin adaylığı konusunda, görüşümüzü beyan ettik. Bu iki isim; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mansur Yavaş ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’ydu. Ayrıca aday belirleme sürecinin, sağlıklı yönetilmesi için; her bir siyasi partinin, ayrı ayrı belirleyeceği, araştırma şirketlerinin, yapacakları çalışmalar ışığında, ortak cumhurbaşkanı adayının, veriye dayalı, rasyonel ve objektif bir usul ile belirlenmesini de önerdik. Ancak maalesef ve maalesef; bu görüş ve önerilerimiz, masadaki paydaşlar tarafından, kesin bir biçimde reddedildi. Bu vesileyle, anlamış olduk ki; şahsi hırslar, Türkiye’ye tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki; kişisel ajandalar uğruna, mübah sayılan, kuyruklu yalanlar; milletin kazandığı, bir büyük hakikate, tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki; yenilgi büyüyen küçük hesaplar, 85 milyonun kazandığı, kutlu bir zafere tercih edilmiştir.”
Şimdi burada bazı sorularım olacak:
Meral Akşener bu açıklamayı bir akademisyen grubuna mı hazırlattı?
O akademisyen grubu üç ayrı metin mi hazırladı? O metinler, normal, sert ve çok sert olarak üç ayrı şekilde mi gönderildi?
Akşener’in tercihi neden çok sert metin oldu?
Ve… İYİ Parti’nin o dönemki liderinin hazırlattığı ve son şeklini verdiği bu metni yine o dönemki basın danışmanlarıyla açıklamadan 20 dakika önce mi paylaştı?
Akşener, Kılıçdaroğlu’ndan farklı olarak, İmamoğlu ve Yavaş’ın isimlerini söylediklerini ifade ediyor? Kim doğru söylüyor?
O protokolde neler vardı?
Tarih 4 Mart 2023… Gazetelerin manşetlerinde Altılı Masa’nın dağıldığı, Akşener’in yaptığı sert açıklama vardı. O gün sürpriz bir fotoğraf medyaya yansıdı. CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı, CHP genel merkezine geldi. Belediye başkanları, olağanüstü MYK toplantısı öncesi Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi. Toplantı sonrası kısa bir açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “11 büyükşehir belediye başkanımızın tamamı Genel Başkanımıza desteklerini sundu ve aldığı her kararda yanında olduklarını belirtti. Belediye başkanlarımızın deprem bölgesinde yaptıkları hizmetleri aktardılar. Belli biz sohbet havasında geçti ve daha sonra ayrıldılar” dedi. İYİ Parti liderine bir mesaj attım. Sapanca’dan gelen “dostluğumuza” dayanarak “Bir arkadaşınızla konuşmak isterseniz ben buradayım” dedim, akşamında da telefonum çaldı. Arayan Meral Akşener’di: “Ben masadan kalkmadım, kovuldum Aytunç kardeşim. Daha fazlasını yapmalıydım masada. (Gülüyor, sinirleniyor) Kovdular beni. Uzun bir sohbet oldu ve ne kadarını yazabileceğimi sorduğumda ‘Bu Sapancalı dostumla abla-kardeş sohbeti. Seni arayacağım tekrar’ dedi. (Masa/Kırmızı Kedi Yayınevi/Sayfa 25)”
Burada da Kılıçdaroğlu’nun “Masadan kovuldum” diyen Akşener’e net yanıt vermesi gerekmiyor mu?
Gelelim Meral Akşener’in İmamoğlu ve Yavaş’la evinde buluştuğu geceye ve sonrasına. Orada da Akşener iki isme “adaylık” teklifinde bulunuyor ama kabul etmiyorlar. Bir İYİ Partili süreci şöyle anlattı: “Sayın Akşener sabahleyin geldi konuyu anlattı. GİK’te toplantı yaptık. Zoom üzerinden yapıldı ve oyladık. Tutanak altına aldık. Oylama kayda alındı. İki belediye başkanı, genel başkanlar, Marriott Otel’de buluştu. Dört madde var Marriott Otel’de: Altılı Masa altı partiden oluşuyor. HDP yok yani. Belediye başkanları icracı olacak. Kemal Bey ‘tamam’ diyor. Masaya oturunca Babacan’ın ne protokolü dediği anda genel başkan çıldırıyor. Kemal Bey Marriott Otel’de diğer genel başkanlara söylendiğini ifade ediyor. Sonrasını herkes gördü…”
Burada da soru şu: Meral Akşener, Kılıçdaroğlu’yla bir protokol anlaşmasına vardıklarını anlatıyor ama sonrasında CHP lideri o protokolü imzalamıyor. Bu protokolde ne vardı?
Bence iki lider de bir gün olanı biteni net bir şekilde anlatmalı.
