en az 500 kelime olacak şekilde özetle, daha okunaklı olması için paragraflara ayır ayrıca değiştirirken isimleri, sayıları tarihleri, mekanları, belirleyici olabilecek her türlü kelimeyi yazıya dahil et.
Hazır giyim sektöründe ihracat ilk 9 ayda iki yıl öncesine göre 16.1 milyar dolar seviyesinden 13.6 milyar dolar seviyesine geriledi. Savaş ve karışıklık ortamından kaçan siparişler ise yüzde 40 pahalı kalan fiyatlarla Türkiye’den geri dönüyor.
Benzer Haberler
web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın Vergide adalet ve etkinlik ilkesi kapsamında yeni adımlar atmaya devam ettiklerini belirten Şimşek, Bakanlık birimlerinin bu yöndeki çalışmalarını sürdürdüğünü bu kapsamda ülke genelinde enflasyon düzeltmesine yönelik denetim çalışmalarına başlandığını söyledi. Mehmet Şimşek, enflasyon düzeltmesi yapan mükelleflere yönelik tarama gerçekleştirdikleri bilgisini vererek, “Enflasyon düzeltmesi yapan mükelleflerin bilançoları üzerinde yapılan analizlerde riskli olduğu değerlendirilenler izaha davet edilecek, izah vermeyenler ile verdikleri izahları yeterli görülmeyenler ise vergi incelemesine sevk edilecek” dedi. Genel olarak enflasyon düzeltmesinin, “mali tabloların gerçek durumu ifade eder hale gelmelerini sağlamak üzere düzeltme işlemine tabi tutulması” olduğunu anlatan Şimşek, şöyle devam etti: “Yaklaşık 1,7 milyon gelir ve kurumlar vergisi mükellefi, 2023 yılı sonunda bilançolarını vergisiz şekilde düzeltme imkanı buldu. Bu sayede, 2023 yılı itibarıyla düzeltme öncesi tüm mükelleflerin bilançolarında yer alan aktiflerinin toplamı 17,4 trilyon lira iken düzeltme sonrası 48,9 trilyon liraya çıktı. Böylece, mükelleflerimiz herhangi bir vergi ödemeden 31,5 trilyon lira aktif artışı sağladı. Aktif varlıkların değerlerinde meydana gelen artış, bu yılın başından itibaren maliyet ve amortisman yönünden mükelleflerimize önemli avantajlar sağladı, sağlamaya da devam ediyor”. Şimşek, bu yıl ise geçici vergi dönemleri dahil vergi etkisi olacak şekilde yapılması gereken enflasyon düzeltmesi uygulamasını, birinci geçici vergi döneminde tüm mükellefler için, ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde ise yıllık cirosu 50 milyon liranın altında olanlar için ertelediklerini anımsatarak, yıllık cirosu 50 milyon lira üzeri olan büyük mükelleflerin ikinci geçici vergi döneminden itibaren enflasyon düzeltmesi yapmalarını uygun bulduklarını dile getirdi. ‘HATALI UYGULAYAN MÜKELLEFLER VAR’ Uygulama sonuçlarına ilişki analiz çalışmalarında, çok sayıda hatalı uygulamaya ve risk olarak değerlendirilen bulguya rastlandığına dikkati çeken Şimşek, “Enflasyon düzeltmesiyle dönem sonunda öz kaynakları güçlü olan mükellefler uygulama nedeniyle vergisel yönden avantaj elde ederken, varlıklarını sermayeden ziyade yabancı kaynakla yani borçla elde eden mükelleflerde düzeltme sonrası ilave vergi çıkabiliyor. Bu da esas itibarıyla uygulamanın temel felsefesini yansıtıyor. Bu kapsamda bilançolarını enflasyon düzeltmesi uygulayarak veren mükelleflerimizin gerek 2023 gerekse 2024 yılının ikinci geçici vergi dönemi beyannameleri analize tabi tutuluyor” ifadesini kullandı. Şimşek, enflasyon düzeltmesini hatalı uygulayan mükellefler bulunduğuna işaret ederek, bunlara ilişkin şu örnekleri verdi: “Bazı mükelleflerin sermaye artışını ticaret siciline tescil etmedikleri halde bilançolarında sermayelerini artırdıklarını görüyoruz. Mükelleflerin bir kısmı da gerçekte bir satış olmamasına rağmen aktiflerinde yer alan taşıt, arsa, bina gibi kıymetleri aktiflerinden çıkarmışlar. Bazı mükellefler enflasyon düzeltmesinin vergisel etkisinden kaçınabilmek adına bilançolarında gerçeği yansıtmayan işlemler yapmışlar ancak bu işlemler bizim risk parametrelerimize takılıyor”. ‘İZAHI YETERLİ GÖRÜLENE İŞLEM YAPILMAYACAK’ İzaha davet sonucu, bu mükelleflerin bilançolarının gerçek duruma getirilmesinin sağlanacağını vurgulayan Şimşek, izahları yeterli görülen mükellefler hakkında herhangi bir işlem yapılmayacağını aktardı. Bakan Şimşek, izah vermeyenler ile verdikleri izahları yeterli görülmeyenlerin vergi incelemesine sevk edileceğini belirterek, şunları kaydetti: “Bu mükellefler bizim davetimizi beklemeden hatalarını düzeltebilirler, böylece herhangi bir ceza ödemezler. Enflasyon düzeltmesinin hatalı uygulanması, Bakanlığımız açısından ciddi bir vergi kaybına neden oluyor. Vergide adalet ve etkinlik ilkemiz çerçevesinde, enflasyon düzeltmesini hatalı uygulayarak vergi kaybına sebebiyet verenleri de takibe aldık. Tüm sektörlerde, tüm vergisel uygulamalarda denetimlerimiz artarak devam edecek. Vergide adalet ve etkinlik ilkemiz çerçevesinde sahada çalışmalarımızı kesintisiz sürdüreceğiz” dedi.
Ekonomi 14 dakika önce
web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın Bugün ülkemizde Asgari Ücret Brüt 20 bin 002,50TL’dir. Bu tutarın 7.5 katına kadar prime esas kazançlar, en yüksek tavan aylık 150 bin 018 TL’ye kadar SGK’ya işverenler tarafından brüt maaşlara göre bildirilir. Brüt tutar üzerinden işçi ve işveren kesintileri yapılır bu kesiniler karşılığında bu tutarlar dikkate alınarak, emekli aylığı hesaplama sistemine göre emekli olunduğunda emekli aylığı hak edilir. Asgari ücretle çalışanların emekli olduklarında alacakları emekli aylıkları (kök aylık) her ay prim ödendikçe 25-30 TL düşer. Asgari ücretin 7.5 katına kadar brüt ücrete istinaden bildirimlerde ise emekli olunduğunda alınacak emekli aylığı artar. Asgari Ücretle değil de asgari ücretin 7.5 katıyla çalışan kişinin emekli aylığı her ay 400-450 TL arasında artar. SGK uzmanı Özgür Erdursun Dünya Gazetesi’nde kalem aldığı köşe yazısında şu açıklamalarda bulundu: AYLIK MAAŞLARA GÖRE ÖDENEN SİGORTA PRİMLERİNİN EMEKLİ AYLIĞINA KATKISI Asgari Ücretle çalışan için; Emekli aylığını her ay 25-30 TL düşürür. Asgari ücretin 2 katı ile çalışan için; Emekli aylığını her ay 80-100 TL arttırır. Asgari Ücretin 3 katı ile çalışan için; Emekli aylığını her ay 150-160 TL arttırır. Asgari Ücretin 4 katı ile çalışan için; Emekli aylığını her ay 200-220 TL arttırır. Asgari Ücretin 5 katı ile çalışan için; Emekli aylığını her ay 260-280 TL arttırır. Asgari Ücretin 6 katı ile çalışan için; Emekli aylığını her ay 300-320 TL arttırır. Asgari Ücretin 7 katı ile çalışan için; Emekli aylığını her ay 350-375 TL arttırır. Asgari Ücretin 7,5 katı ile çalışan için; Emekli aylığını her ay 400-450 TL arttırır. Asgari Ücretin 10 katı ile çalışan için; Emekli aylığını her ay 400-450 TL arttırır. Asgari Ücretin 15 katı ile çalışan için; Emekli aylığını her ay 400-450 TL arttırır. Asgari Ücretin 20 katı ile çalışan için; Emekli aylığını her ay 400-450 TL arttırır. EMEKLİ OLMAK İÇİN EKSİK GÜNÜ OLANLAR NE YAPMALI? Emekli olmak için ilk işe başlama tarihine göre SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığından kadınlar ve erkekler prim gün sayısını tamamlamak zorundadırlar.8-9-1999 tarihine kadar sigortalı olanlarda yaş şartı aranmadan tüm kollara tabi ilk sigorta priminin ödendiği tarih baz alınarak SSK’dan 5000- 5975 gün, Bağ-Kur ve Emekli Sandığından kadınlardan 7200, erkeklerden 9000 günün tamamlanması gerekir. ‘HİÇ ÇALIŞMADAN İSTEĞE BAĞLI SİGORTA PRİMİ ÖDEYEBİLİRLER’ Emekli olmak için eksik günü olanlar, hiç çalışmadan isteğe bağlı sigorta primi ödeyebilirler. İsteğe bağlı sigorta primi Bağ-Kur’a sayılır. Eksik gününü isteğe bağlı sigorta primi şeklinde ödeyenlerin dikkat etmesi gereken en önemli durum emeklilikte son 2520 güne bakılarak hangi statüden emekli olacakları belirlenir. Bu nedenle isteğe bağlı sigorta primi ödeyenlerin ödedikleri primler Bağ-Kur’a sayılacağından son 2520 gün içinde 1260 güne dikkat ederek bu ödemeleri yaparak eksik günlerini tamamlayabilirler. İsteğe bağlı sigorta primi Bağ-Kur’a sayılır ancak bu primleri ödeyenler son 2520 gün kuralına dikkat ederler ise SSK’dan emekli olabilirler. Örneğin, 1974 doğumlu bir kadın 25/05/1994 senesinde sigortalı olarak çalışmaya başlamış, EYT’li yaşa tabi olmadan 5750 günle emeklik hakkı olmasına rağmen toplam prim gün sayısı olarak 5000 günü ve bu kişi çalışmıyorsa, emekli olmak için 750 gün eksiğini tamamlayarak ya da 58 yaşını bekleyerek emekli olabilir, 58 yaşını beklemek istemiyorsa prim gün sayısını 5750 güne tamamlaması gerekiyor, bu kişi iş bulamıyor ya da artık çalışmak istemiyorsa eksik günlerini çalışmadan aylık isteğe bağlı Bağ-Kur primi şeklinde ödeyebilir, bu durumda SSK’dan emekli olabilir. İsteğe bağlı sigorta primi asgari ücretin brüt tutarının yüzde 32’sidir. 31/12/2024’e kadar Asgari ücretin brüt tutarı 20 bin 002,50TL’dir, bunun yüzde 32’si 6 bin 400TL’dir. İsteğe bağlı sigorta primi 7.5 kata kadar ödenebilir. Aylık 6 bin 400 TL ile 48 bin 000TL arasında istediği tutar kadar ödeme yapma hakkı vardır. EKSİK PRİM TAMAMLAMA YOLLARI: Bağ-Kur ihya, Doğum borçlanması Askerlik borçlanması Yurtdışı borçlanması Kod:6 Eksik gün borçlanması Doktora eğitiminde geçen süreler için borçlanma Aylıksız izinde geçen süreler için borçlanma Halk Eğitiminde Usta Öğretici olarak geçen sürelerde ve 5510 sayılı yasanın 41. Maddesinde belirlenen borçlanma haklarından yararlanarak (böyle bir hakkı varsa) SGK’ya prim borçlanması için müracaatta bulunarak parasını ödeyerek gün satın almış olabilirler, eksik günlerini tamamlayabilirler.
Ekonomi 1 saat önce
web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın OZAN BİNGÖL 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi 17.10.2024 tarihinde Meclis Başkanlığına sunuldu. Toplam milli gelirin önemli bir kısmını harcama ve gelirler yoluyla etkileyen bütçe tüm vatandaşları yakından ilgilendirmektedir. Bütçenin ülke için, sizler için neler getirdiğini araştırdım. Bir nevi temel kodlarını ortaya çıkarmaya çalıştım ve bunları on başlıkta topladım. Bakalım bütçede bizleri neler bekliyor. BÜTÇE AÇIĞI VE FAİZLERDE REKOR YILI OLACAK 2025 Yılı Bütçesindeki temel büyüklükler aşağıdaki gibi öngörülmektedir. Biz yurttaşlar 2025 yılında 12 trilyon 651 milyar lira vergi ödeyeceğiz ama anlaşılan o ki yine yetiremeyeceğiz. Çünkü önümüzdeki yıl yaklaşık 1 trilyon 930 milyar lira bütçe açığı bizleri bekliyor olacak. Ayrıca faize gidecek para da rekor seviyede gerçekleşecek ve 2 trilyona dayanacaktır. Daha önceki yılların vergi gelirlerinde her yıl hedefin üzerinden vergi ödendiğini de belirtmeden geçmemek gerek. Yurttaş üzerinde düşeni fazlasıyla yapmış sıra artık yöneticilerde. 2020-2025 DÖNEMİNDE VERGİ ARTIŞI YÜZDE 1241 OLACAK Son yıllarda yaşadığımız bir olgu da reel vergi yükünün sürekli artıyor olmasıdır. Yıllar önce “Bu topraklarda vergi yetişir!” derken aslında boşuna bu tanımlamayı kullanmadığımızı veriler de bizlere söylüyorlar. 2020 yılına göre 2025 yılında devletin vergi gelirlerindeki artış %1241 olarak gerçekleşecektir. Yani vergi yükü beş yılda 12 katın üzerinde artarken yükün altındakiler yine aynı kalıyorlar. OVP’de %17,5 enflasyon hedefi öngörenlerin vergi gelirlerinde %45,4 artış tahmini yapmaları şaşırtıcıdır. Dolaylı vergilere dayalı vergi sistemine sahibiz. Bu nedenle vergilerin %45,4 artabilmesi için ya önümüzdeki yıl ekonominin olağanüstü canlanması ya da yüksek enflasyon ortamının devam etmesi gerekir. Yukarıdaki tabloya bakınca 2025 yılını%30-40 bandında bir enflasyon oranıyla geçireceğimizi söylemek yanlış olmayacaktır. VERGİLER YÜZDE 45.2 ARTARKEN MAAŞ VE ASGARİ ÜCRET ZAMMI YÜZDE 25’LER SEVİYESİNDE KALACAK 2025 bütçesinin personel giderleri başlığı aynı zamanda bizlere önümüzdeki yıl yapılması muhtemel maaş zamları hakkında da ipuçları vermekte. Bütçenin çeşitli verilerine baktığımızda, örneğin asgari ücret için vazgeçildiği belirtilen vergi istisna tutarındaki artış gibi, önümüzdeki yıl asgari ücretin %25 oranında zamlanacağı sonucuna ulaşıyoruz. Çünkü 2024 bütçesinde 677 milyar lira olan asgari ücret istisnasının toplam tutarı 2025 bütçesinde 853 milyar lira olarak öngörülmektedir. Bu da tezimizi destekler nitelikte bir veridir. 2025 yılı Bütçe teklifinde yer alan personel gideri artışı da 2024 yılı gerçekleşme tahmini dikkate alındığında %25’ler civarında olmaktadır. Dolayısıyla 2025 yılında vergiler %45,4 oranında artarken asgari ücret ve maaşlar %25’ler civarında artacaktır. DOLAYLI VERGİLERE DEVAM Önümüzdeki yılın bütçesini yine dolaylı vergiler sırtlayacaktır. Toplam vergi gelirlerinin %65-%70 civarı dolaylı vergilerden oluşurken geri kalan oranda dolaysız vergiler tarafından karşılanmaktadır. Hatta önümüzdeki yıl toplanacak her 100 liralık verginin yaklaşık 56 lirası KDV ve ÖTV gibi sadece iki dolaylı vergiden oluşmaktadır. Sonuç olarak durmak yok, dolaylı vergilere devam. TBMM PERSONEL HARCAMALARINDA 2025 YILINDAKİ YÜZDE 84.7 ARTIŞ İZAHA MUHTAÇ Bütçe teklifinde TBMM bütçesinde izaha muhtaç harcama artışları söz konusudur. İlginç durumlardan bir tanesi TBMM bütçesinde dikkatimizi çekmektedir. Bunlardan birincisi personel gider artışıdır. İçinde bulunduğumuz yılın bütçe başlangıcında personel gideri olarak ayrılan tutar 5 milyar 980 milyon 156 bin liradır. Oysa önümüzdeki yıl öngörülen personel gideri için ayrılan tutar 11 milyar 53 milyon 550 bin liradır. Artış oranı %84,7’ye denk gelmektedir. İkincisi ise yine TBMM bütçesinin cari transfer kalemindeki olağanüstü artıştır. Bu cari transfer kaleminden 2023 yılında 912 milyon 350 bin lira kaynak aktarılırken 2025 bütçesinde bu kalemden aktarılacak tutar 2 milyar 806 milyon 861 bin liradır. Buradaki artış oranı %207,6’dır. 2026 bütçesine baktığımızda ise 2023 yılına göre artış oranı %419,1’dir. Bu cari transfer kalemindeki ciddi artışın yani direkt harcanacak paradaki bu artışın TBMM Başkanlığı tarafından kamuoyuna şeffaf bir şekilde paylaşılması gerekmektedir. BÜTÇEDE ÇEREZE DEVAM DENİLMİŞ Yıllar önce yine Maliye Bakanı olarak görev yapan Mehmet Şimşek makam araçları için bunlar çerez parası demişti. Mehmet Şimşek yine Maliye Bakanı ve yılın ortasında kamuda tasarruf tedbirlerini Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz’la açıkladı. Arkasında dağın fare doğurduğu bir tasarruf torba yasası Meclise sunuldu. Orada kamu taşıtlarının satılacağı böylece kamuda tasarruf yapılacağı söylendi. Gelelim en önemli konulardan birisine yani kamuda gerçek anlamda tasarruf yapılıp yapılamayacağına. Bunun için bütçe cetvellerinde yer alan T cetveline yani kamuya alınacak taşıt miktarının ne kadar olduğuna bakmak ve bu yıl ile önümüzdeki yılı kıyaslamak gerekmektedir. Bu tabloda sadece bazı kurumların 2024 ve 2025 yılında Merkezi Yönetim Bütçesi T Cetvelinde yer alan binek otomobil alımları için verilen yetki adetleri yer almaktadır. Sayın Mehmet Şimşek tasarruftan bahsederken umarım bu tablodan da haberdardır. Aksi halde tasarrufu sadece vatandaştan beklemek doğru değildir. Tasarruf Torba Yasası ile satılmak için ayrılan eski makam araçlarının yerine hemen yenilerini almak için sıraya girildi galiba. VERGİ ARTIŞLARINDA CUMHURBAŞKANI YENİDEN DEĞERLEME ORANININ ALTINDA ARTIŞ YETKİSİ KULLANMAYACAK Bizler son birkaç aydır Yeniden Değerleme Oranının %44’ler civarında geleceğini söylüyorduk ve son bir ay kala bu oran daha da netleşmiş oldu. Daha önceki bazı yıllarda Motorlu Taşıtlar Vergisine uygulanacak Yeniden Değerleme Oranında sayın Cumhurbaşkanı yetki kullanarak indirim yönünde bir tercihte bulunmuştu. Ancak 2025 bütçesinden görüyoruz ki önümüzdeki yıl böyle bir indirim yetkisi kullanmayacaktır. Çünkü gelecek MTV gelirlerinde öngörülen hedef beklentisi yaklaşık %47 civarındadır. Nasıl hazırlıklı olunur bilemem ama şimdiden bu duruma da hazırlıklı olmak gerekir diye düşünüyorum. Harç ve damga vergisinde de Bütçe teklifinde muhtemel yeniden değerleme oranına yakın artışlar yer almaktadır. Buradan çıkaracağımız sonuç Cumhurbaşkanının sahip olduğu yeniden değerleme oranının altında bir oranla vergi artışı yapma yetkisini kullanmayacağı şeklindedir. BÜTÇEDE TEK YETKİLİ CUMHURBAŞKANI Bu Bütçe Kanun Teklifi mevcut sistemin aslında karakterini de yansıtıyor. Cumhurbaşkanına son dönemde verilen yetkiler ve atıflar her geçen gün daha da artıyor. Örneğin, Bütçe teklifinde Cumhurbaşkanı 69 kez, Cumhurbaşkanlığı 61 kez ve “Cumhurbaşkanı yetkilidir.” ibaresi 17 kez geçiyor. Şimdi aklınıza şu sorular gelebilir, nerede bütçe hakkı, nerede temsilsiz vergileme olmaz ilkesi, nerede verginin yasallığı… VERGİYİ YİNE TABANA YAYACAKLAR Ayrıca yine teklifin gerekçesinde “Vergiye tabana yayan bir yaklaşımla gelirleri artırmak” bir gerekçe olarak yer almış. Vergi tabanını genişletmek yerine tabana yayma zihinlerde öyle bir yer etmiş ki düzeltemiyorlar. Her zaman söylediğimiz gibi, vergi politikaları da iktidarların zihniyetlerinin dışa vurumudur. İşte bu örnekte olduğu gibi. Yıllardır söylediğimizi bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Sayın yetkililer vergi zaten tabanda, artık vergiyi tavana geliri tabana yayın! SONUÇ: Vergi yükünün, bütçe açığının, faizlerin, cari transferlerin, KÖİ ödemelerinin arttığı ama gelirimizin düştüğü bir yıl daha yaşayacağız… Bütçede en büyük pay cari harcamalar kaleminde yer almaktadır. Yatırımlardan tasarruf yapılmıştır. Açık ve faiz ödemeleri rekor seviyededir. Garanti ödemelerine yine milyarlar akacaktır. Nereye harcandığını, kimlere dağıtıldığını bilmediğimiz cari transferler ve Hazine yardımları yüz milyarlarca liradır. Anlayacağınız, bu bütçe 85 milyonun sırtındaki vergi yükünü artıran bir bütçedir. 2025 bütçesi de 2024 bütçesine benzer niteliklerde olup; donuk harcamaları yapmaya yetecek, tasarrufların yatırımlardan yapılacağı, trilyonlarca faiz ödemesinin olacağı bir bütçe olduğunu söylemek mümkün. Bu bütçe, memurun, emeklinin, dar gelirlinin sorununa çözüm olmaktan uzak bir bütçedir. Bu bütçede bol vergi, az maaş vardır. Bu bütçede gelirden paylarına düşeni alamayanlar vergilerden paylarına düşeni fazlasıyla almaya devam edecekler… O zaman soruyoruz, bu bütçe kimin bütçesi?
Ekonomi 2 saat önce
web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın Çalışan emeklinin maaşından kesinti kalkıyor! En düşük emekli maaşı için yeni formüller yolda Emekli maaşlarının üç farklı döneme göre hesaplandığı sistemde, yeni bir düzenleme için hazırlık yapılıyor. Bu düzenlemenin TBMM gündemine gelmesi beklenirken, prim günlerinin emekli maaşlarına etkisinin artırılacağı belirtiliyor. Yeni emeklilik paketinde, yalnızca prim ödemelerinin değil, çalışma süresinin de maaşların artışında etkili olacağı vurgulanıyor. Emekliye çifte maaş müjdesi mi geliyor? Sabah’tan Faruk Erdem’in haberine göre, Meclis’e sunulacak yeni emeklilik paketi, üç aşamalı maaş bağlama sistemi ve emeklilik koşullarında yenilikler getirecek. Bu düzenleme sayesinde, vatandaşların birden fazla emekli maaşı alma imkânına sahip olacağı ifade ediliyor. Prim günleri maaşlara daha fazla etki edecek! Yeni düzenlemeyle birlikte, prim günlerinin ve çalışma süresinin emekli maaşlarının belirlenmesinde daha büyük bir rol oynayacağı öne sürülüyor. Kök ve taban maaş farkının ortadan kalkmasıyla, emeklilik koşulları yeniden şekillenecek. Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte sigortalı olanlar için yeni emeklilik şartları devreye girecek. “Yeni sistem çalışmayı teşvik edecek” Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında gündeme gelen yeni emeklilik sistemi, bu yıl içinde Meclis’in gündemine taşınacak. Paketin detaylarına göre, emeklilik şartlarında önemli değişiklikler yapılacak. Ayrıca, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin (TES) devreye gireceği belirtiliyor. Bu sistemle birlikte, emeklilik yerine çalışmayı teşvik eden bir yapı oluşturulacak. Daha fazla prim günü olanlar, daha yüksek maaş alma imkânına sahip olacak. Kök maaş ve taban maaş ayrımı tarih oluyor! Aktarılan bilgilere göre, prim günü fazla olanların emekli maaşları da yüksek olacak. Emekli aylığını artırmak isteyenler, daha uzun süre çalışmayı tercih edecek. Yeni düzenleme ile birlikte, kök maaş ve taban maaş farkı ortadan kalkacak ve daha adil bir emeklilik sistemi oluşturulacak. İşverenden ve devletten katkı! Tamamlayıcı emeklilik sistemine işveren ve devlet de katkı sağlayacak. Bu sistem, yalnızca mevcut sigortalıları değil, aynı zamanda çalışma hayatına geri dönen emeklileri de kapsayacak. Böylece, emekliler mevcut maaşlarının yanında ikinci bir maaş alma imkânına sahip olacaklar.
Ekonomi 3 saat önce
web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın Cem YILDIRIM Kirada kalan emekliler, düşük maaş-fahiş kira kıskacına sıkıştı. 2021 Tüm Emekliler Sendikası Genel Başkanı Salman Hürkardeş, milyonlarca kiracı emeklinin sokağa atılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Ev sahibi olamayan emeklinin kira içinde sefillik yaşadığını aktaran Hürkardeş “İktidar ve ekonomi yönetimi akıl tutulması içinde. Hâlâ borç-faiz ekonomisiyle düze çıkacağımız masalını anlatıyorlar bize. Zihinlerinde dolar milyarderlerine ve milyonerlerine servet vergisi getirmek yok, ithalata bağımlılığı azaltmak, döviz soygununa dur demek yok. Varsa yoksa emeklinin, emekçinin üç kuruşuna göz dikmek var” dedi. HUZUREVİ BULAN ŞANSLI Kamuda tasarruf tedbirlerinin de göz boyamaktan ibaret olduğunu söyleyen Hürkardeş, “Dövizi ve enflasyonu aynı anda yükselttikleri kendi eserleri bu ekonomide, aylıklar kiraya yetmiyor. Milyonlarca kiracı emekli, bırakın konut sahibi olabilmeyi, kirasını ödeyemiyor, sokağa atılma tehlikesi yaşıyor. Huzurevlerinde yer bulanlar kendisini şanslı sayıyor” diye konuştu. ‘Evsizler’ tehlikesi ile karşı karşıyayız Salman Hürkardeş, emeklilerin evsiz kalma tehlikesine ilişkin, “Yakın zamana kadar bizim ülkemizde, ABD’de olduğu gibi binlerce evsiz, sokakta yaşayan büyük kitleler yok, diye övünürdük. Şimdi tam da bu tehlikeyle karşı karşıyayız” dedi. Hürkardeş, “Orta Vadeli Program’la halka kemer sıktıran, emekliyi yoksulluğa mahkum eden anlayışa; kaynaklarımızın rantiyeye, tefeciye, döviz milyarderlerine aktarılmasına ‘hayır’ diyoruz” diye konuştu.
Ekonomi 5 saat önce
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.