Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, eve girerken ayakkabıları çıkarmanın farklı açılardan sağladığı önemli faydaları sıraladı.
İSTANBUL (İGFA) – Eve girerken ayakkabıları çıkarmak aslında yaygın olarak uygulanan bir alışkanlık. Bu alışkanlığın sürdürülmesi veya sıfırdan kazanılmasının sağlık açısından da önemli olduğunu dile getiren İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, dışarıda giyilen ayakkabılarla eve girmemenin hem fiziksel hem sosyal hem de çevresel açıdan pek çok yararı olduğunu söyledi.
“Bu basit alışkanlık evde daha sağlıklı ve rahat bir ortam yaratmaya yardımcı oluyor” diyen Prof. Dr. Koylan, “Sağlıklı bir vücut için hijyenin çok önemli olduğunu unutmamak gerekir. Bu uygulama sayesinde ev halkının ve misafirlerin sağlığı korunur, ek olarak evin temizlik ve bakımını oldukça kolaylaştırır. Buna özellikle de kalp hastaları ve kronik rahatsızlıkları olan kişiler dikkat etmeliler” dedi.
Prof. Dr. Nevrez Koylan, ayakkabıları çıkarmanın faydalarını şöyle sıraladı:
Solunum problemlerine karşı evin hava kalitesi artar
Dışarısı ayakkabılarını dış kapıda bırakarak, toz ve polen gibi alerjenlerin eve girmesi önlenir. Bu sayede de ev sakinlerinin varsa alerji semptomları hafifler. Evdeki havanın kalitesi otomatik olarak iyileşeceği için genel olarak tüm solunum yolu hastalıklarına karşı önlem alınmış olunur.
Zihinsel dinginliğe ulaşım kolaylaşır
Eve gelince ayakkabıları çıkarma alışkanlığı psikolojik olarak dışarıdaki dünyayı arkada bırakıp evde dinlenme ve yenilenme sürecine geçişi simgeler. Dolayısıyla da kişiye zihinsel bir rahatlama sağlar.
Cilt sağlığı dışardaki tehlikelerden korunur
Mantar ve diğer cilt enfeksiyonlarına neden olabilecek mikroorganizmalar da ayakkabı tabanlarına tutunabileceği için eve girerken ayakkabıları çıkarmak, bu tür enfeksiyonların eve sızmasını önler.
Zehirli maddelerin evde birikmesi önlenir
Ayakkabılar dışarıda; böcek ilaçları, gübreler, benzin ve yağ kalıntıları gibi zararlı kimyasallarla temas edebilir. Bu kimyasallar ayakkabılar aracılığıyla evde halılara, döşemelere veya diğer yüzeylere geçebilir. Eve girerken ayakkabıları çıkarmak, ev halkının bu zehirli maddelerle temas riskini azaltır.
Gürültü düzeyi minimum seviyeye düşer
Özellikle sert tabanlı ayakkabılar ev içinde oldukça gürültü yaratabilir. Hem kendimiz hem komşularımız için evde ayakkabılarla dolaşmamak, ses seviyesini düşürerek daha huzurlu ve çevreye saygılı bir ortam sağlar.
web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Sabah YouTube kanalına konuk oldu. Tatar, ‘Türkiye, KKTC’ye üs kurmalı mı?’ sorusuna, “Bizim avantajımız, Adana’dan F-16’ların gelmesi 5 dakika. Ama böyle bir ihtiyaç duyuluyorsa Türkiye üsleri kurabilir. Biz gerekli işlemleri hemen yaparız.” dedi. Tatar, ‘Büyük Yunanistan’ hayalini KKTC’nin varlığının bozduğuna dikkat çekti, “Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile bizi masaya oturtmak istiyorlar. Ben diyorum ki, anavatanlar da gelsin. Türkiye masada olsun, masa dengelensin. Türkiye’siz masada yokuz.” ifadelerini kullandı. Tatar, İsraillilerin KKTC’den çok fazla toprak satın aldıklarına dair iddialara da yanıt verdi. İşte çok özel röportajımızdan öne çıkanlar. “KAPALI MARAŞ’I AÇMAK EGEMENLİĞİMİZİ BİR KEZ DAHA TESCİLLEDİ” Kapalı Maraş’ın açılışının 4’üncü yıldönümünü değerlendirerek konuşmasına başlayan Tatar, “Rauf Denktaş, ‘Bize bu Kapalı Maraş’ı açtırmıyorlar’ diye bir serzenişi vardı. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ben de bu durumu anlattım, ‘Kapalı Maraş hala kapalı’ dedim. Erdoğan, ‘Değerlendirelim’ dedi. Rumlar gün gelir bize iade edilir diye bir algı vardı. Sonuçta 8 Ekim’de açtık. Bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenliği tescil edilmiştir. 2 milyon 250 bin kişi burayı ziyaret etti. Kamu alanları, nostaljisi, denizi ile görülmeye değer bir yer. Zamanla da burada bir dönüşüm yapacağız ve çok daha değerli bir alan haline gelecek.” dedi. HEDEF KIBRIS OLABİLİR Mİ? İSRAİL’DEN DOLAYI BİR ENDİŞE VAR MI? İsrail’in Gazze’deki soykırımına tepki gösteren Tatar, “7 Ekim itibarıyla bir yıl oldu. Çoluk çocuk, kadın, yaşlı, 50 binden fazla sivil hayatını kaybetti. Şimdi Lübnan’a da kayarak bu dram bambaşka bir hale gelmiştir. İsrail’in yaptıklarını hepimiz kınıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda dünyanın gözünün içine baka baka, bunun kabul edilemez olduğunu, İsrail’in cezasız kalmaması gerektiğini haykırdı.” diye konuştu. “GÜNEY KIBRIS CUMHURBAŞKANI NASIL BU KADAR KUCAĞA OTURDU” ABD ve İngiltere’nin İsrail’e kalkan oluşturmak için GKRY’yi üs olarak kullanmasına çok sert tepki gösteren Tatar, “Kıbrıs Adası, Gazze ve Lübnan’a çok yakın. Bizi en fazla rahatsız eden, GKRY’de ABD’nin, İngiltere’nin lojistik merkez kurması. Bundan dolayı Kıbrıs bir hedef haline gelebilir. GKRY’de bu konu konuşuluyor. Nicos Hristodulidis’e, ‘Nasıl bu kadar kucağa oturabilirsin?’ diye tepki var. Orası artık vaziyetten çıkmış ve üs haline gelmiştir. Güney Kıbrıs bir uçak gemisi gibi. Kıbrıs Adası turistler ile 2 milyonluk nüfusa sahip dünyanın en güzel adalarından biridir. Kıbrıs Adası’nı hedef haline getirmek doğru değildir.” dedi. “MADEM TÜRKİYE’YE SORMADAN BU İŞLERE GİRİYORLAR, O ZAMAN İKİ DEVLETİ ONLAR DA KABUL EDİYORLAR” Türkiye’nin garantör ülke olduğunu hatırlatan Tatar, sözlerine şöyle devam etti: Türkiye garantör ülke olmasına rağmen bir şey sorulmuyor. Madem böyle konularda Türkiye’ye sormadan hareket edebiliyorlar, o zaman onlar da bizim iki devletli siyasetimizi kabul etmişler. Kıbrıs’ta iki ayrı devle iki ayrı halk vardır. Sayın Cumhurbaşkanı bunu BM Genel Kurulu’nda söyledi. 1974 öncesinde 1963’te Kanlı Noel Saldırıları ile başlamak suretiyle Rumlar, çeşitli katliamlar gerçekleştirdi. Türkler, tüm imkanlardan yoksun yıllarca yaşadı. Kıbrıs Türkü umudunu Türkiye’ye bağlamıştı. 20 Temmuz’da Barış Harekatı gerçekleştirildi. Coşkuyla 50. Yılı kutladık. Hala da kutlamalarımız sürüyor. TÜRKİYE ÜS KURMALI MI: ADANA’DAN KALKAN TÜRK JETLERİ 5 DAKİKADA GELİR Tatar, GKRY’nin silahlandırılması sonrası gündeme gelen, ‘Türkiye üs kurmalı mı?’ tartışmalarını da değerlendirdi. Tatar, “Bizim bir avantajımız var, Adana’dan kalkan Türk jetleri 5 dakikada KKTC’ye gelir. Yine de bir ihtiyaç varsa biz bu konuda gereken adımları atabiliriz. Benim Başbakanlığım döneminde, Geçitkale Havaalanı, İHA ve SİHA’lar için önerilmişti, biz hemen tahsis etmiştik. Biz kendimizi Türkiye’den ayrı gayrı görmüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, 50’nci yıl töreninde ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bizim gözbebeğimiz’ diyerek bunu ortaya koymuştur. Biz milletimizin, buradaki serhat bekçisiyiz.” ifadelerini kullandı. “TÜRK DÜNYASININ EN GÜNEY’DEKİ TEMSİLCİSİYİZ, MESELE BU KADAR MİLLİ VE DEĞERLİDİR” Tatar, Türk Devletleri’nin birliğini çok önemsediklerine vurgu yaparak, “Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ile de bir araya geldik. Türk Devletleri Teşkilatı’nın geleceği açısından Kıbrıs’ın çok önemli olduğunu bana ifade etmiştir. Türk dünyasının Doğu Akdeniz’de, en güneydeki temsilcisi bir devletiz. Mesele bu kadar milli ve değerlidir.” dedi. “MAVİ VATAN MASALDIR” DİYEN CHP’Lİ NAMIK TAN’A DERS GİBİ YANIT CHP’li Namık Tan, ‘Mavi Vatan masaldır’ diyerek Türkiye’nin milli çıkarlarına ve Kıbrıs davasına yönelik tepki çeken bir yaklaşım sergilemişti. ‘Mavi Vatan masal mıdır?’ diye sorduğumuz KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yanıtı ders niteliğinde oldu. Tatar, “KKTC’nin kendi kıta sahanlığı, Münhasır Ekonomik Bölgesi, deniz yetki alanları vardır. Mavi Vatan, Karadeniz’den başlar, KKTC ile daha da güçlenir. KKTC, kendi toprağının 4 katı büyüklüğünde bir alanı Mavi Vatan’a katar. Türkiye, KKTC ile birleşince Mavi Vatan ve hava sahası 4 kat genişler. Burada sadece enerji değil, limanlar, balıkçılık, turizm vardır. KKTC olmasaydı, Türkiye’nin hava sahası Akdeniz’in ortasına kadar giremeyecekti. Türkiye, Anadolu’ya hapsolacaktı. KKTC’nin bu sürece katkısını çok önemsiyorum. Atatürk, subaylarına, ‘Dikkat ediniz, bu ada hiçbir zaman düşman eline geçmemelidir.’ demiştir.” diye konuştu. “BÜYÜK YUNANİSTAN OYUNUNU BİZ BOZDUK” Tatar, Kıbrıs’ın tarihi geçmişinde hiç Yunan ve Rum ikilisinin olmadığını belirterek, “İngiliz sömürge yönetiminde Rum ve Yunan ikilisi çoğaldı.” dedi. Tatar, Rodos, Girit ve Kıbrıs ile deniz yetki alanlarını birleştirerek, Büyük Yunanistan oluşturmaya çalıştılar. Biz işte bu oyunu bozduk.” ifadelerini kullandı. “TÜRKİYE’SİZ MASADA YOKUZ” Tatar, Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs Türkü ve Kıbrıs Rumlarını görüştürmek istemesine de değindi, şu ifadeleri kullandı: Kıbrıs Türkü ile Kıbrıs Rumları tamam görüşsün ama anavatanlar da gelsin. Rum Kesimi’ni benim karşıma AB olarak tanınmış, hakları olan bir devlet olarak oturtacaklar. Biz ise ambargolar altında, kimsenin tanımadığı, görüşmediği, izolasyonlar altında… Bizimle oynayacaklar, oynamayız dedik. Türkiye gelsin, masa dengelensin. Biz orada Türkiye gelirse geliriz. Orada da iki devletli çözümü savunacağız. “EŞİT OTURUYORSAK EŞİT KALKACAĞIZ” Tatar, “Masaya oturmak için izolasyonların, ambargoların kalkması, egemenliğim tanınması lazım” diyerek Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine dikkat çekti, “Sayın Cumhurbaşkanının çok önemli bir sözü var. Masaya eşit oturacağız, eşit kalkacağız. Bu zamana kadar hiç eşit oturulmadı.” dedi. “ERDOĞAN’IN YAPTIĞI HİÇ KOLAY DEĞİL” Tatar, Erdoğan’ın BM 79.Genel Kurulu’ndaki Kıbrıs mesajına atıfta bulundu ve teşekkür etti. Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü: Sayın Cumhurbaşkanı çok güçlü mesajlar verdi. Biz oralarda konuşamıyoruz, söz hakkımız yok. Ama Erdoğan bizim sesimiz olmuştur. Kıbrıs Türkü’nün hikayesini, davasını anlatmak hiç kolay değildir. Sayın Cumhurbaşkanı bunu yaparak bizi ihya etmiştir. KIBRIS’TA İSRAİLLİLER TOPRAK SATIN ALDI MI? Tatar, KKTC’de ‘Yahudilerin çok fazla toprak aldığı’na dair iddialara da yanıt verdi. Tatar, “Ukrayna savaşından sonra kaçan bazı Ukraynalılar KKTC’ye yerleşti. Daha önce Güney’deki Ruslar baskı görünce gelmişti. KKTC kalkınmaya başladı. İsraillilerin, Yahudilerin söylendiği gibi bir oranda toprak edinimi yoktur. İlerde bir takım tehlikeler olabilir diye, yasa düzenlemesi ile yeni bir önlem aldık. 3-4 yılda bir hareketlenme oldu ama iş kontrol altında. Şimdi tam tersine döndü, gidenler oluyor, ekonomi bundan zarar görür mü diyenler oluyor. KKTC’ye yatırım yapan bazı isimleri GKRY, dava ediyor. Bu hukuksuzdur. Bu çabaları beyhudedir. Türk yatırımcıyı daha fazla KKTC’de görmek istiyoruz. Şimdi yaptığımız düzenleme ile yabancılar 1 tapu alabiliyor, Türkler 3 tapu alabiliyor. Bu düzenleme ile Türk yatırımcının ilgisi de arttı.” ifadelerini kullandı. “FEDERE DEVLET MESELESİ KAPANMIŞTIR, TEK ÇÖZÜM İKİ DEVLETTİR” “İsrail’in Gazze’deki katliamı bize 1960’lı yıllarda Kıbrıs Türkü’nün yaşadıklarını hatırlatıyor” diyen Tatar, “Bir daha böyle acıların yaşanmaması için federasyon devlet defteri kapanmıştır. Milli siyaset dönemindeyiz. Tek çözüm 2 devlettir. Kuzey’de bağımsız Türk Devleti olacaktır.” ifadelerini kullandı. Mikroplardan kaynaklı hastalık riski azalır
Ayakkabı tabanları dışarıdan bakterileri, virüsleri ve diğer mikroorganizmaları eve taşır. Bu mikroplar; halılar, döşemeler ve diğer yüzeylere kolaylıkla yayılabilir. Eve girerken ayakkabıları çıkarmak, bu patojenlerin evin içine girmesini önleyerek hastalık riskini düşürür.
Halı ve zeminlerin kullanım ömrü uzar
Ayakkabılar, zeminlere ve halılara zarar verebilir. Ayakkabıların dışarıdan getireceği kir, toz ve çamur halıları ve zeminleri kirleterek görünümlerini bozar ve ekstra temizlik gerektirdiği için hızlı bir şekilde yıpranmalarına yol açar. Dışarıdaki tozun ve çamurun yanı sıra ayakkabıların tabanlarına sıkışabilen küçük taşlar veya kum parçaları yüzeylerde çiziklere hatta aşınmalara sebep olabilir. Yağmurlu havalarda dışarıdaki su ve nem eve taşınırsa özellikle lifli yüzeylerde yani halılarda küf ve mantar oluşmasına, ahşap zeminlerde de su lekelerine ve şişmelere yol açabilir. Son olarak ayakkabıların ağırlığından kaynaklı olarak halılar sık sık çiğnendiğinde yapıları bozulabilir ve düzleşebilir.
Çocuklara hijyen açısından güvenli bir ortam oluşur
Küçük çocuklar genellikle yerde oynamayı çok sever. Bu yüzden küçük çocuklu evlerin zeminleri, bağışıklık sistemi henüz yeteri kadar güçlenmemiş olan bebek ve çocuklar için tehlike arz edebilir. Eve girerken ayakkabıları çıkarmak, çocukların daha temiz bir ortamda oynamalarını sağlar ve mikroplardan korunmalarına yardımcı olur.
Stres seviyesi azalır
Ayakkabıları çıkarmak, iş veya dışarıdaki stresli durumlardan eve geldikten sonra bir rahatlama ritüeli olabilir. Ayakların serbest bırakılması, günlük stresin azalmasına yardımcı olabilir.
Eve ayakkabıyla girmeyi tıp da onaylamıyor yazısı ilk önce İa Haber üzerinde ortaya çıktı.