Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, 4 Ekim’deki oylamada Çin yapımı elektrikli otomobillere yüzde 35’e varan oranlarda ilave gümrük vergisi uygulanmasına onay verdi. Bu karar ile AB ülkeleri, yerli otomobil endüstrilerini koruma amacıyla Çin’e yönelik gümrük vergilerini arttırarak, ABD, Kanada, Brezilya, Meksika ve Türkiye gibi ülkelerle aynı çizgiye geldi. AB Komisyonu, Çin’den ithal edilen elektrikli araçlar hakkında yürüttüğü sübvansiyon soruşturmasının ardından bu kararı aldı. ABD’li elektrikli araç üreticisi Tesla’nın Çin’de üretilen modellerine yüzde 7,8, Çin şirketleri BYD’ye yüzde 17, Geely’e yüzde 18,8, işbirliği yapmayan üreticilere yüzde 20,7, devlete ait SAIC Motor ve diğer şirketlere ise yüzde 35,3 ek vergi getirilecek.
AB ülkeleri, Çin’in yükselen elektrikli araç üretimine karşı ulusal sanayilerini korumak için gümrük duvarlarını yükseltme kararı aldı. Çinli elektrikli otomobil üreticileri, fiyat avantajıyla Avrupa pazarında paylarını artırıyorken, AB ülkeleri Çin’den elektrikli araç ithalatına yönelik yeni tarifeler getirdi. Çin’in elektrikli araç üretimi dünya genelinde büyük ölçüde artarken, Çin endüstrisinin iç talebi aşan üretim yapması ve ihracata yönelik kapasite fazlası yaratması eleştiriliyor. Ülke, dünyada elektrikli araç üretiminin yaklaşık yüzde 58’ine sahip.
AB, ABD ve Kanada gibi diğer ülkeler de Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara ilave gümrük vergileri uygulamaya karar verdi. Brezilya, Türkiye gibi yükselen ekonomiler de ulusal otomotiv sanayilerini koruma hassasiyetiyle aynı adımları atmaya başladı. Avrupa’da elektrikli araç üretimi, ulusal endüstrilerin yapılandırılmasının temel unsuru haline gelirken, ikinci bir “Çin şoku” yaşanmaması için tedbirler alınıyor.
AB ülkeleri arasında AB’nin aldığı karara farklı yaklaşan ülkeler bulunuyor. Almanya, Fransa ve İtalya gibi büyük nüfuslu ülkeler desteklerken, Çin ile yakın ilişkileri olan Macaristan ve Malta gibi küçük nüfuslu ülkeler karşı çıkıyor. AB ülkelerinin ulusal çıkarları farklılaşırken, Çin’in misilleme niteliğindeki tarife artışlarının etkileri de değerlendiriliyor. Çin’in çelik mamulleri örneğindeki gibi elektrikli araçlar konusunda da yerelleştirme etkili olabilirken, Çinli üreticiler Avrupa’da fabrikalar kurarak iç pazarda daha etkin olmayı hedefliyor.
Sonuç olarak, küresel iklim değişikliğiyle mücadelenin merkezinde bulunan elektrikli araç üretiminde yaşanan gelişmeler, ulusal endüstrilerin korunması ve sürdürülmesi açısından büyük önem taşıyor. AB’nin aldığı kararlar, Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara ilave gümrük vergileri uygulanmasını öngörürken, diğer ülkeler de benzer adımlar atmaya başladı. Bu durum, global otomotiv sektöründe yeni dengelerin oluşmasına ve ülkeler arasındaki ticaret ilişkilerinin yeniden şekillenmesine neden oluyor.
