Çin Ticaret Bakanlığı, Türkiye’nin şarj edilebilir hibrit araçlara yönelik ek gümrük vergisi ve ithalat lisansı önlemlerine karşı Dünya Ticaret Örgütü’ne başvurdu. Çin Ticaret Bakanlığı sözcüsü, Türkiye’nin Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara karşı uyguladığı ayrımcı önlemleri eleştirerek, bu önlemlerin DTÖ kurallarını ihlal ettiğini iddia etti.
Türkiye, Eylül ayında Çin’den getirilen elektrikli araçların ithalatı için belirli şartları zorlaştırarak hibrit araçların ithalatını da kapsamına aldı. Ayrıca, Haziran ayında Çin’den ithal akaryakıt ve hibrit motorlu araçlara ek gümrük vergisi getirmişti. Çin, bu kararları tipik korumacı önlemler olarak nitelendirerek Türkiye’nin DTÖ yükümlülüklerine uyması ve yanlış uygulamalarını düzeltmesi çağrısında bulundu.
Gümrük vergisi ve diğer ticaret politikası anlaşmazlıkları arasında DTÖ’nün uyuşmazlık çözüm mekanizmasına başvuruluyor. Bu mekanizmanın ilk aşaması olan konsültasyon ile taraflar arasındaki sorunlar çözülmeye çalışılıyor. Çin Ticaret Bakanlığı, Türkiye’nin uygulamalarını derhal gözden geçirmesi ve DTÖ kurallarına uyması gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin Çin’den ithal edilen elektrikli araçlar konusundaki yeni önlemleri, arasındaki ticari ilişkilerde sorunlara neden oldu. Çin, Türkiye’nin uygulamalarını eleştirirken, Türkiye ise kendi piyasasını korumak amacıyla bu tür önlemleri aldığını savundu. Ancak, her iki taraf da DTÖ kurallarına uyma konusunda karşı karşıya kaldı.
Çin Ticaret Bakanlığı’nın Türkiye’ye yaptığı bu başvuru sonrasında, iki ülke arasındaki ticaret ilişkileri daha da gerildi. Türkiye’nin Çin’den ithalatına getirdiği ek vergiler ve kısıtlamalar, Çin tarafından ciddi bir şekilde eleştirildi. Türkiye’nin ise kendi endüstrisini korumak amacıyla aldığı bu önlemleri savunması, DTÖ nezdinde de tartışma konusu haline geldi.
Sonuç olarak, Çin’in Türkiye’ye yönelik bu başvurusu, iki ülke arasındaki ticaret ilişkilerini olumsuz etkiledi. Türkiye’nin almış olduğu korumacı önlemleri gözden geçirmesi ve DTÖ kurallarına uyması gerektiği konusunda Çin’in uyarısı, ilerleyen süreçte ticari anlaşmazlıkların daha da artabileceğini gösteriyor.
